Etiket: blog

NeIzledim.Com ve hafıza tazeleme

Uzun zamandır bloguma bir şeyler yazmadım. Bu aslında canımı da sıkmıyor değil.  Fakat bu süre içersinde boş durmadım be konu odaklı yeni bir blog açtım: NeIzledim.Com. Bu blogu izlediğim filmler hakkında yorumlarımı yazmak için kullanacağım. Böylece sık film izlediğim dönemlerde bu blogu sinema ile taşırmadan yazmayı sürdürebileceğim..

NeIzledim.Com‘u yeni açmama rağmen izlediğim filmler hakkında bir şeyler yazmak yeni bir alışkanlığım değil. Zaman zaman farklı mecralarda bu işi yaptım. NeIzledim.Com’u açtıktan sonra da önceki yazılarımdan uygun bulduklarımı biraz düzenleyerek oraya taşıma kararı aldım. Ki böyle de yapıyorum..

Haliyle yazıları taşımadan önce okumam gerekiyor. Bunların arasında 4-5 yıla uzananlar var. İşte onları okumak hayli ilginç oluyor. Değişen üslubum ve gelişen imla bilgimle o yazıları ben mi yazdım diye şüphe duyuyorum. (: Okurken, o zaman düşündüklerimi görüyorum. Unuttuğum konularda kendime katılıp, destekliyorum: “Çok haklıymışım be!” Bazı filmleri izlediğimi bile unutmuş. İnsanın geçmişinden, kendinden bu şekilde uzaklaşabilmesi de ilginç. Beni bu konuda şanslı yapan en önemli şey, yazmayı öğrenmiş olmam. İyi ki yazıyorum

Şubat 04 / 2009
Yazar Simto ALEV
Kategori Benden..
Yorumlar Yorum Yok

Blog yazmayı bırakmak?

Burak Budak bir mim yazmış, topu da sonra Süleyman Sönmez‘e atmış. Ben de olaya atlayıp, cevabımı yazıyorum: Hayır!

Zaman zaman yazılarında bahsediyorum aslında kendimi tekrarlayarak da olsa. Mesleğim değil ama yazmak benim işim. Seviyorum. Bu yüzden pek umursamadan, kim okur diye düşünmeden, beğenilip beğenilmeme endişesi taşımadan yazıyorum. 

Kimi zaman bir anı, bazen beğendiğim bir hizmet tanıtımı, bazen bir haber, bazen kendime notlar, bazen sinema yorumları… İlgili olduğum, olabileceğim hemen her konuda aklıma gelen, düşündüğüm, gördüğüm her şeyi yazıya çeviriyorum. Çoğu zaman başladığım yazıyı nasıl toparlayacağımı, nasıl bitireceğimi bilemiyorum. Ya uzayıp gidiyor ya da sonu olmadan, ucu açık bir biçimde bitiyor. Tabii ki canımı sıkıyor bu da…

Blog yazmaksa, yazı yazma tutkusunun bir parçası. İnsanlar ne düşünürse düşünsün yazdığımı söyledim. Fakat birilerinin okuduğunu bilmek, görmek. Bana, çalıştığım sektöre, arkadaşlarıma, aşklarıma, aileme; hayatıma dair ne varsa paylaşabilmek ayr bir haz veriyor.

Bu düşüncede bolca narsist duygularım olsa da; biraz da “kendimi anlatabilmek” var işin altında. Nedense bir çok defa kendimi anlatamadığımı ya da anlaşılamadığımı düşünüyorum bireysel ilişkilerimde. “Nedense” dedim fakat neden de belli. Çok defa söylediklerim yanlış anlaşıldı düşünce şeklimi, üslubumu bilmeyenlerce. İnsanlarla tanışabilmek için blog yazmak çok büyük bir nimet aslında. Bir insanı tanımak için varlığını biliyor olmak değil; fikirlerini, tavırlarını biliyor olmak gerekir. (hatırlatın, bir ara bu konuda da yazayım. (: ) 

Son sebep ise paylaşmak, düzeni korumak. Şimdiye kadar ekileni biçtim, ekileni biçmeye devam ediyorum. Blog yazarak ben de yeni tohumlar ekiyorum ya da bunu amaçlıyorum. Öğrendiğim bir çok şeyi bloglar veya blogsal kısa makalelerden öğrendim. Benim de birilerine öğretebileceğim bir şeyler olacaktır elbette… Ve onlar da yazacaklar…

Özetle; yazmayı seviyorum ve yazmak için bir çok sebebim var. Bu yüzden blog yazmayı bırakmayı düşünmedim, düşünmüyorum, ileride de düşünmeyeceğimi sanıyorum.

Ve, son olarak bu mimi Burak Bayburtlu‘ya şutluyorum!..

Ocak 06 / 2009
Yazar Simto ALEV
Kategori Benden..
Yorumlar 6 Yorum
Etiketler , , ,

Kendime Notlar

FriendFeed’in Tekno Teyze‘si Müge Cerman, blogundan kendine notlar yazmış. Umarsızca mimliyorum!.. ((:

-Kendini sev, önemse.
-Egoist olmayı dene, kendine daha çok vakit ayır.
-Halinden şikayet etmeyi aklından bile geçirme.
-Cahiller ve aptallarla tartışma, nefesini boşa tüketme.
-Çok kızgın ve sinirli olduğun zamanda bile gülümsemeye çalış.

Aralık 31 / 2008
Yazar Simto ALEV
Kategori Benden..
Yorumlar Yorum Yok

Sevgili Günlük..

Sevgili günlük” cümlesiyle başlayan tek bir yazım dahi olmadı sanırım bundan evvel. Oysa bu bir blog sitesi. Blog, kabaca “web günlüğü” demek.. Online olarak yazılan günlükler.. Oysa bugün birbirinden farklı amaçlar için onbinlerce blog sitesi varken, hiçbiri “günlük” olarak kullanılmıyor belki. Tıpkı benimki gibi..

Fakat muhtemelen bir çoğunuz ömrünüzün sadece 3-4 akşamını olsun günlük yazmaya ayırmışsınızdır. Ben hiç yazmadım. Ne yazacağımı da bilmiyorum. Yazsam, herhalde şöyle bir şeyler yazardım:

Sevgili günlük;
bugün benim için bambaşka bir gündü. Çünkü tam 3 dakika erken kalktım.
Hemen elimi yüzümü yıkayıp bir şeyler atıştırdım ve işimin başına geçtim.
Bir ara da kitap okudum bir kaç sayfa.. Derken akşam oldu, yatıyorum..
Yarın görüşürüz günlük.
Söz, yarın senin için bir karbon kağıdı alacağım….

Aslına bakarsanı, delice geliyor bana. İnsanın kendi kendine konuşması gibi bir şey bu. Oysa başkalarına anlatmak çok daha keyifli. Hem “günlük okunmaz”. Kimseyle paylaşılmayacaksa neden yazayım ki? Sayfalar da çürüyüp gidecek.. Oysa paylaştığım insanlarla belki bir ömür konuşurum tüm anılarımı.. Bir sayfaya bakmaktan daha güzel bir çift göze bakmak..

Yaa, işte öyle..

Mart 16 / 2008
Yazar Simto ALEV
Kategori Benden..
Yorumlar Yorum Yok