_MG_8679Üç gün önce Aylin Aslım’ın Zümrüdüanka lansmanını anlatıp benim için yoğun bir haftasonu olduğunu ve devamının ikinci bir yazıya kalacağını yazmıştım. Bu yazının çerçevesi de çok fazla değişmeyecek aslında. Biraz Caz Kanyon’da etkinliğinden, biraz da yine bir tekerlekli sandalyeye sahip olup da konser izlemenin tuhaflığından bahsedeceğim. Böylece son yazılarımda hep benzer konulardan sözettiğim için kendimden de sıkılabilirim. (Fotoğraf: Nur Aydoğan)

9 Kişiyle sahneye  çıkan Melis Sökmen konseri ayrı bir lezzetti. Çok bilindik şarkılardan yeni şarkılarına birçok eseri çaldılar, söylediler. Enstrümanların her bir solo çıkışı da farklı tatlardaydı. Melis Sökmen konserin sonuna yakın sahneden inip seyircilerin arasına karışınca da herkesi iyice ateşlendirdi. Her zaman olduğu gibi bir grup seyirci de pasif dinleyici olmayı tercih etti.

Melis Sökmen konseri aslında ne Kanyon’daki ilk konser, ne de benim Caz Kanyon’da etkinliğinde izlediğim ilk konser. Ancak bu konser vesile oldu da etkinlik hakkında yazıyorum.

Caz Kanyon’da, her ay bir kez Kanyon AVM’de düzenlenen caz konserleri serisi. Konserler ücretsiz. Birçok mekandan büyük bir sahnede, oldukça tatmin edici bir ses sistemiyle, özenle hazırlanıyorlar. Çok fazla sanatçı ve grubu konuk etseler de, ben sadece birkaçını izleme fırsatı buldum. Onlar da geçmişe doğru şöyle: Melis Sökmen, Birsen Tezer, Kerem Görsev. Bu seride Jehan Barbur’u özel bir sebeple kaçırmaksa üzüntü vericiydi.

Yukarıda saydıklarım sadece  benim izleyebildiğim ve konserlerle adı anılan kişiler. Bir de bu insanlar sahnede oldu mu Gürol Ağırbaş, Cem Tuncer, Cem Erdoğan, Kağan Yıldız, Ferit Odman (ve adını yazamadığım başkaları) gibi çok önemli müzisyenleri de görme, dinleme fırsatı paha biçilemez oluyor.

Caz Kanyon’da etkinliğini benim için güzel kılan şeyse, tüm detaylarıyla bana uygun olması. Bir defa bu gibi AVM konserleri genellikle benim dinlemeyi tercih etmediğim bazı “pop” şarkıcılarla, “playback” usülü yapılıyor ve büyük de bir izdiham, kaos yaşatıyor. Caz Kanyon’da etkinliğinde dinlemeyi sevdiğim caz ya da alternatif müzik sanatçıları yer alıp, canlı canlı çalıyor. Üstelik kalabalığa rağmen kimse birbirini ezmek için mücadele etmiyor.

Bu durum benim işime  geliyor. Konsere geç kalsam, etraf kalabalık olsa dahi müsade isteyip hemen en öne geçebiliyorum. Zaten oturur pozisyonda başka yerden konser izlememin imkanı  yokken, başkalarını da engellememiş oluyorum. Konserlerin öğle saatlerinde (14:00-16:00 arası) yapılması da benim için ayrı bir avantaj zira akşam saatlerinde başlayan konserler bittiğinde, benim için tüm toplu taşıma imkanları da tükenmiş oluyor.

Dolayısıyla, şu aşamada Caz Kayon’da  etkinlikleri, bana “özgürce” konser izleme imkanı veren tek ortam. (malesef başka ilçelerde oturan birçok engelli için ulaşım yine sorun) İçerik sanatçı seçimleriyle, “müziğe” verdiği önemle de beni cezbetmeyi başardığı için, üzerine yazmayı hak gördüm.