Yandex, geçtiğimiz hafta Esma Sultan Yalısı‘nda düzenlenen özel bir davetle kendini internet kullanıcılarına tanıtıp, Türkiye pazarına girdiğini duyurdu. Lansmanda Rusya’nın lider arama motoru Yandex’in geçmişinden, Türkiye’ye girişinden, farklarından detaylıca bahsedildi. Ben de davetliler arasında yer alarak, gördüklerimi, dinlediklerimi bu yazıda paylaşmak istiyorum.

Davet bana ilk ulaştığında, çok önemli bir gece olmasına rağmen kararsızca reddettim. Ortada Google gibi bir dev var. Lansmana günler kala Yandex’in sitesi hala Türkçeleşmemiş haldeydi ve benim Yandex’in geleceğine dair önyargılı bir umutsuzluğum vardı. Fakat devam eden ısrar ve artan merakımla katılmaya karar verdim.

Yandex.com.tr Esma Sultan, benim yaşam sınırlarım için fazla lüks bir mekan. Ancak bu kadar şık ve pahalı bir mekan seçimi hem davetlilere verdikleri değeri, hem de özgüvenlerini simgeleyen önemli bir detay olarak görünüyor. Nitekim gece neredeyse kusursuzdu. Her şey için özenle çalışıldığı açık. Ancak daha önemlisi, sunum ve yemek öncesi koktelyde Yandex Türkiye çalışanlarının davetlilerin yanına gelip tanışmasıdır. Bana kendini tanıtan tüm Yandex ekibi, benim hakkımda az çok fikir sahibiydi. Kim olduğumu, ne yaptığımı kafi miktarda biliyorlardı. Daha önce hiçbir bağlantımızın olmadığını düşünürsek, davetliler için de özenli bir çalışma içerisine girdiklerini söyleyebiliriz.

Bu kadar özen, kullanıcıya verilen değer ve harcanan paralar benim başarı öngörü kriterlerim arasında yer alıyor. Fakat “yeterli mi?” derseniz, cevap tabii ki “hayır”.

Koktely ardından çıktığımız yemek salonunda yine şık bir sofrayla karşılandık. Tüm davetlilerin masaya yerleşmesiyle sunum da başladı. Sunum sırasında kulaklık kanalıyla yapılan simultane tercüme benim gibi yeter dil bilmezler için yine güzel bir detaydı. Sunumun, yemek ile senkronize gitmesi ise geceyi kusursuz olmaktan uzaklaştıran bir detaydı. Aynı anda karın doyurmak, sofradaki diğer misafirlerle sohbet etmek ve sunumu izlemek oldukça zor. Benim gibi kulaklıkla dinleyenler için bir o kadar da yorucu oluyor. Yine de dinlemek için elimden gelen gayreti gösterip kulaklığımı hiç çıkarmadan sofradaki arkadaşlarımla ilgilenmeye çalıştım.

Yukarıda belirttiğim gibi Türkiye pazarına yeni giren Yandex, 1997 yılından beri aktif. ComScrore verilerine göre dünyanın 7. büyük arama motoru olarak anılırken, 10 yıldan çok zamandır da %60’ın üzerinde pazar payı ile Rusya’da lider konumdalar. Türkiye hedefleri ise şu aşamada -yanlış anlamadıysam- %10 kadar.

Türkiye için umutları büyük ve iddialılar. Bu iddianın arkasında da yerelleşirme yatıyor. Geliştirdikleri sistem Türk kullanıcısını ve Türkçe’yi iyi tanıyıp, kullandıkça da öğrenmesi üzerine tasarlanmış. Kendi geliştirdikleri MatrixNet isimli machine learning (makine öğrenimli) teknoloji sayesinde arama sonuçları sayfasında, aranan sözcüğün geçtiği sitelerden ziyade, sorulan sorunun cevabını üst sıralarda çıkarmayı planlıyorlar. yerelleştirme, bu sonuçlardaki isabet oranını da arttıracaktır.

Bunlarla birlikte Yandex, bizi Google’ın alıştırdığından başka bir konuma götürüp ana sayfada sadece arama yaptırmıyor. Haberler, hava durumu, döviz bilgisi gibi temel ihtiyaçları sergiliyor. Arama yapmadan veya başka bir kaynağa bakmaya lüzum görmeden bu bilgilere erişme fikri göze hoş gelse de, bana 10-12 yıl önce kullandığım Yahoo’nun basit bir kopyasını hatırlatıyor. Bu kadar geride kalmış bir tasarım ve sunuş biçimi de “burada aradığımı bulamam” ilkyargısını oluşturuyor. Yine de denemekten korkmmuyoruz.

Google örneğin istenen döviz bilgilerini arama yoluyla ekrana getiriyor. Örneğin Google’da “1 usd to try” araması ile doların bugün kaç Türk Lirası olduğunu öğrenebilirsiniz. Yandex’de ise sonuca arama ile ulaşmak isterseniz yalnızca “1 dolar” ya da “1 usd” yazmanız yeterli olmuş. Bununla birlikte arama içinde Google’da olduğu gibi hesap yapmak, birimler arası çeviri yapmak vs. mümkün değil.

Google ile karşılaştırıyorum çünkü Google’dan öncesinde aradığımızı bulmak için farklı arama motorları arasında gidip gelir, bazen hiç sonuca ulaşamazdık. Google arama algoritması ve içerik kaydetme (indexleme) yöntemleriyle adeta devrim yaratırken, diğer tüm servisleriyle (resim-video-blog arama, reklam alışverişi vs.) vazgeçilmez dostumuz oldu. İşbu halde yeni gelecek bir arama motorundan en az aynı seviyede olmasını bekliyorum. Değilse, geçiyorum.

Bu kıyaslamada Google’dan aldığımız arama hizmetini aynı ya da benzer şekillerde Yandex’de bulabiliyoruz. Örnekse görsel aramasında renklere,  boyuta ya yüzlere göre filtreleme yapabiliyoruz. Ancak Google görsel araması gibi tarayıcıya sürüklediğimiz resmin benzerlerini bulma seçeneği yok. Bu bana aynı zamanda “acaba html5 gibi yeni bir teknolojinin nimetlerini kullanmıyorlar mı?” sorusunu sorduruyor. Kaynak koduna baktığımda HTML5 ile kodlandığını, sıkıştırma tipiyle arayüz işçisine düşman olduklarını görebiliyorum. HTML5 olmasına rağmen, nimetlerini bulamıyorum.

Web aramasında zamana göre filtreleme, ziyaret edilmiş ve edilmemiş sayfaları ayırma gibi özellikler eksik kalmış. Bu noktada Google’ın devredışı bıraktığı Real Time Search (gerçek zamanlı arama) da var olsaydı, benim gözümde Google karşısında mühim bir üstünlük de kazanmış olacaktı. Genel olarak baktığımızda, arama opsiyonları olarak Google’ın henüz biraz gerisinde.

Arama sonuçlarında ise, Yandex’e yüksek puan kazandıran güzel nitelikler göze çarpıyor. Mesela “Nokia n8” gibi ürün adı araması yapıldığında üst sırada öncelikli olarak satın alabileceğiniz bağlantılar çıkıyor. Bu bağlantılar kesinlikle sponsor bağlantı değil. Bu noktada tek handikap, güvenle alışveriş edeceğim siteleri bulamamış olmam. Mutlaka yakın zamanda Türkiye’nin popüler alışveriş sitelerini de dizinlerine katacaklardır. Veya (Ömer Şehap’ın referansı ile) “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” gibi bir şiir dizesi arayarak, doğrudan o şiire ulaşmak da mümkün.

Arama sonuçlarıyla devam edecek olursak, ben de ego sahibi her test kullanıcısı gibi kendi adımı ve nick’imi (internetteki takma adımı) aradım. Bu aramalar beni içeriğini en iyi tanıdığım sonuca götüreceği için aynı zamanda fena seçimler de değil. Adımı aradığımda (Simto Alev) çıkan 21 bin sonuçtan ilk sırada olması gerektiği gibi blogum yer alıyor. Ancak özet metne baktığımızda, güncel içerikten çok uzak bir alandan metin alındığını görüyorum. (o bölgede “simto alev” terimi geçiyor) Burada öncelik “meta description” alanında olmalıydı zira ben öyle bir tanım oluşturdum.  Ha keza doğrudan bir yazımı aradığımda da o yazı için tanımladığım açıklama metni yerine, bambaşka bir detay metni görüyoruz.

Nick’imi aradığımda (naturelgs) ise Yonja profilim çıkıyor. Yonja, Türkiye’de popülerliğini -en azından benim için- yitirmiş bir arkadaşlık sitesi. En son yıllar önce girdiğim Yonja’daki profil fotoğrafım bile en az 10 yıl öncesine ait. Türkçe olan bu sitenin 1. sırada çıkması muhtemelen yerelleştirme ile ilgili. Fakat yerelleştirmenin de bir ölçüsü olmalı. Nick’imi kullandığım, her gün onlarca içerik ürettiğim Twitter, FriendFeed gibi servisler varken Yonja da neymiş?

Arama sonuçları test edebildiğim kadarıyla (fazla zaman bulamadım) oldukça isabetli. Ancak yukarıda bahsettiğim sonuç gösterim biçimi ve ufak eksiklikler biraz daha iyileştirmeye ihtiyaçları olduğunu gösteriyor. Çalışanlarda gördüğüm ilgiyi göz önüne alırsak, bu geribildirimlerimi de gözardı etmeden çalışacakları inancındayım. Sadece daha iyisi için.

Yandex’in arama (web, görsel, haber, video) servisi haricimde e-posta, çeviri, hava durumu gibi çeşitli ek servisleri de var. Tamamını şurada görmek mümkün. Bir de bu listede yer almayan “webmaster tool“u var. Neden listede yer almadığı konusunda hiçbir fikrim yok. Bu servisleri detaylı inceleme fırsatım olmadığı için sadece kısa kısa değinmeye çalışacağım. Olası gelişmelerde yeni bir yazı hazırlamaktan da kaçınmayacağım.

E-Posta servisinin tasarım şablonu (layout) Gmail’i anımsatsa da, aslında çok da öyle olmadığını yakalamak mümkün. Gmail’in karşısında en büyük avantajı kapasitenin tamamen sınırsız olması. Eksik yönü ise Gmail’de alıştığımız “conversation” görünümünün (postaları gruplama) olmaması. Bu özelliği yalnızca gelen kutusu gibi liste sayfalarında kullanmışlar. Tasarım, tüm sitede olduğu gibi “eski usullere göre” ikonlarla süslenmiş.

E-Posta servisindeki en büyük eksik varsayılan olarak Rich Text Format’lı (zengin metin biçimi) postalar yazamamak. Hızlı cevap alanında ise bu formatta yazı yazmak tamamen imkansızlaştırılmış. İlla bir ek yönlendirme gerekiyor. Ardından da bu biçimi yeniden açık hale getirmek. Bu serviste ufak iki de yerelleştirme sıkıntısı. İlki, gönderilen e-postalarda görünen adda soyadın başta olması (Alev Simto gibi.) İkincisi ise, “hoş geldiniz” e-postasına attığım cevaba gelen otomatik cevabın (normalde bu adreslere e-posta atılmaz ve buna dair bir uyarı döner) Rusça olması. Bu detaylar harici oldukça kullanılabilir olmuş.

Çeviri servisine bakacak olursak, gelen Rusça e-postayı, Google’dan çevirmek zorunda kaldım. Çünkü şu an yalnızca Türkçe ve İngilizce dilleri arasında çeviri yapabiliyor. İngilizce-Türkçe çevirisi diğer tüm servisler gibi oldukça başarısız. Eğer yerelleştirme çalışmalarında Türkçe imla kurallarını iyi anlayan bir motor geliştirmeyi başarırlarsa, devrim niteliğinde olacak zannediyorum.

“Webmaster Tool” web sitesi sahipleri için çok değerli. Hem sitemap ile tüm içeriğimizi Yandex’e tanıtabiliyoruz. Hem de hangi içeriklerin Yandex’de olduğunu, Yandex’in nelere erişemediğini, nerelerde hata bulduğunu görebiliyoruz. Bu da bize sitemizi iyileştirme fırsatı veriyor. Ben yeni eklediğim için muhtemelen sonuçları göremedim ama sitemin en çok hangi aramalarla erişilebildiğini vs. görebileceğim ekranlar da unutulmamış. Başarılı.

Son olarak bakacağımız servis, harita. Bu henüz Türkiye’de aktif değil. Rusça versionunu ise görmek mümkün. Uydu görüntüleri Google’a kıyasla daha dik bir açıda olmakla birlikte, daha net. Rusça bilmediğim için yeterince inceleyemedim. Fakat bu konuda gelecek en büyük sürpriz, Yandex haritalarına Türkiye’nin Street View (sokak görüntüsü) olarak eklenmesi. Bunun anlamı, bilgisayar başından kalkmadan sokak sokak, adeta sokağın içinde gibi gezebileceksiniz. Şu an 360 derece panoramik kayıt yapan Yandex araçları İstanbul sokaklarında. Rusya’daki örneği için buraya bakabilirsiniz. Bu hizmetin hayata geçmesiyle birlikte, Türkiye’ye ilk sunan da Yandex olmuş olacak. Sabırsızca bekliyorum…

Nihayetinde, Yandex lansmanından ve incelemelerimden notlarım bu kadardır. Şüphesiz çok daha fazla detay var ancak sıradan bir kullanıcının ötesinde bir incelemeden özellikle kaçındım. Zaten zaman darlığında bu yazıyı tamamlamam da 4 günü buldu. Ben yazmakta bu kadar gecikince, Yandex’i duyup da incelemeyen kalmamıştır muhtemelen ama yine de bu paragrafı “şimdi inceleme sırası sizde” diyerek bitirmek istiyorum.

Umarım hedefleri başarıları elde edip Türkiye’de uzun yıllar kalırlar.
Böyle alternatif girişimlere her zaman ihtiyaç var.
Tebrikler ve başarılar…