Geçtiğimiz ay Gri Sahne‘den söz eden bir yazı yazmıştım. Bana çok yakın konumlanması ve tekerlekli sandalye ile oyun izleme imkanı vermesi Gri’yi benim için bir parça daha önemli kılmıştı. “Burada oyun izleyebilir miyim?” Derken gördüğüm ilgi, yönetmen ve oyuncuların yansıttığı heyecandan sonra gidip en az bir oyun izlemek de farz olmuştu. Oradaki ilk deneyimimi geçtiğimiz cuma akşamı prömiyer yapan Felaket‘le yaşadım.
Gri Sahne’nin programında şu an üç oyun var. Bunlardan ilki Samuel Beckett’in sekiz kısa oyunundan oluşan Kısalar. Bu oyunlardan bazıları ilk kez Gri tarafından sahnelenmiş. İkincisi ise Harold Pinter’ın 2000 yılında yazdığı son oyunu Kutlama. Bu oyun da Türkiye’de ilk kez Gri tarafından sahneleniyor. Ve son olarak da Gri Tiyatro Laboratuvarı çalışmalarıyla ortaya çıkan Felaket!
Felaket, Gri’nin yarattığı ilk oyun. Felaket alışılagelmişin tersine, önceden yazılmış bir metni yorumlamak yerine doğrudan sahne üzerinde oyuncuların da desteği ile yazılmış bir oyun. Bu biçim, sahnenin tüm imkanlarını en etkin şekilde kullanma imkanı verdiği gibi, oyunu sadece yönetmenin yorumu olmaktan çıkarıp, oyuncuların da katkısıyla kolektif bir eser haline getiriyor. Felaket, bu gelişim süreci ile belki de bir parça tiyatroyu edebiyat ağırlıklı bir sanat olmanın dışına iterken, oyunun katılımcısı herkesi söz sahibi yaparak aslında gerçek dünyada da inanların daha çok söz sahibi olmasına ve bunun önemine dikkat çekiyor.
Tabii tüm bu anlattıklarım oyun hakkında bir ipucu vermiyor. İşin ilginç yanı, burada “spoiler” vermeden oyun hakkında bir şey söylemek de pek mümkün değil. Oyun daha başlar başlamaz kendinizi o beyaz felaketin içinde bulacaksınız. Diğer yandan, başka bir fekaleti izleyeceksiniz. Felaket, bu noktada gerçek felaketin hangisi olduğunu soruyor.
Tam bu iki fekaletin arasında da üşüyeceksiniz, ürpereceksiniz, belki korkacaksınız, sessizliği dinleyeceksiniz, sesleri de… Bembeyaz bir felaketin ortasında karanlıkta kalacaksınız. Yalnız hissedeceksiniz. (Belki gerçekten yalnızsınız) Benim, oyun ve sahne hakkında söyleyeceğim en ufak şey de bu deneyimi daha eksik yaşamanıza sebep olacak. Bu yüzden tavsiyem, Felaket’in yaşattığı farklı sahne tecrübesini gidip yerinde görmeniz.
Gri Sahne ise oyunu şöyle anlatmış:
Felaket, modern insanı ilkelliğin içinde yapayalnız bırakıyor. Bembeyaz bir felaketin ortasında gerçek felaket modern insanın kendisi mi? Varlığını diğerlerinin yok oluşundaarayan birey tek başına var olabilir mi? Birlikte birey olmak mümkün mü?
Son olarak; malum, Mayıs ayı sezon sonu. Muhtemelen Felaket’i de bu ay izleyemezseniz yeni sezona kadar izleme şansınız olmayacak. Ben bu Cuma günü oyunu ikinci kez görmeye gidiyorum. Sizin de aklınızda Felaket’i ya da diğer oyunları içinde izlemek düştüyse, Gri Sahne’nin Mayıs programına bakmanızda fayfa var.
Oyunun künyesi:
Yazan – Yöneten: Ümit Doğan
Oyuncular: Akant Çetin, Barkın Sarp, Başak Ertem, Dilay Ekmekçioğlu, Gizem Yongül, Gökşin Erdemli, Melis Özdemir, Nurcan Şirin, Seda Yüz Doğan, Sema Özkan Yorgun, Ümit Doğan
Süre:60 dakika