Etiket: korku

Sinema’da Saw gerginliği..

Bugün SanalCafe‘nin 23. sinema organizasyonunu gerçekleştirdik. Kaç kişinin gelmediğinden listenin son halini görmediğimden emin değilim ama 89 kişilik bir katılımcı listesiyle gittik. İzlediğimiz film de SAW 5‘di. Mesele de burada başlıyor işte.

Saw serisi hepinizin de bildiği gibi, biraz kanlı ve şiddet içerikli bir filmdir. Kabul diyorum, kan tutanı var, midesi bulananı var vs. Ancak bir insan kandan, bir miktar sanal şiddetten ne kadar korkabilir ki? Üstelik bu bir korku filmi değil. Hemen sol yanımda oturan dişi bir arkadaşım filmin daha ilk dakikalarında yüzünü bana çevirdi, elime ani bir hamle yapıp sıkıca tuttu ve sahne sonuna kadar “bitti mi?” deyip durdu. Netekim film boyunca da bu tavrını sürdürdü… Avucumda hala tırnak izleri duruyor. (yok, şaka yapıyorum. o kadar da değil.) Şimdi yine bazı şiddet sahneleri için tavrını kabul edilir varsayacağım.. Yoksa zaten diğer bazı kızlar da bana şiddet dolu gözlerle bakmazlardı. Ancak bu arkadaşım filmin en sakin sahnelerinde bile elimi tutarken, bas sesleriyle senkronize bir şekilde sıkma şiddetini arttırıp azalttı. Nasıl bir reflekstir o yahu?

Gerçekten ilginç buluyorum bu durumu, o yüzden yazıyorum. Yoksa canım arkadaşımı çok severim, keyifle de tutarım elini. Tırnaklasa da canı sağolsun. ((: Ama bir filmde, tamamen sanal olarak bir insanın orasının-burasının kesilip biracık kan akması ne kadar korkutucu olabilir ki? (iğrenç demedim, korkutucu dedim)

Neyse, bu kez girişi yaptım ama araya toparlayıcı nitelikte bir kaç cümle serpiştiremeden film hakkında da bir şeyler yazayım.

Her şeyden önce, yorumum diğer izleyicilerle ortak bir fikir içeriyor. “İlk 4 filmi izlemeyen, izlememeli.” Çünkü tam bir devam filmi. Zaman zaman geçmişten ve önceki filmlerden görüntüler görüyoruz. Bir çok şey de bilinmeyince anlamsız kalıyor.

Film için “beğendin mi?” diye sorarsanız, “evet, güzeldi” derim. İyi vakit geçirdim. Bir miktar gerildim. Ama buna rağmen tatmin olmadım. Film cinayetler, şiddet, kan içeriyor. Ama ilk 2 filmle kesinlikle Jigsaw‘ı katil de olsa savunurdum. Çünkü o cinayet işlemiyor, insanlara ölümle yaşam arası bir seçim şansı veriyor. Yaşamayı seçenlerle yaşamak için bir amaç veriyordu. Jigsaw kurbanlarını masumlardan seçmiyordu. Ve onları öldürmüyor, onlarla bir oyun oynuyordu. Ve bu filmde artık bu amaçtan çok çok uzaklaşıldığını fark ettim.

Flashback nitelikli zaman kaymalarındaki kamera hamleli geçişlerse (ki bu 4. filmde de vardı) anlık da olsa filmden kopup algı bozukluğu yaşamama sebep oldu. Böyle kurgular bazen oldukça can sıkıcı olabiliyor. Zaten böyle bir filmde ihtiyaç da yok ki böyle kurgulara?..

Yaa.. Yaa.. 6. film de yoldaymış..

Ekim 26 / 2008
Yazar Simto ALEV
Kategori Benden.., Sinema
Yorumlar 6 Yorum

Semum..

Hasan Karacadağ‘ın yeni filmi Semum yarın (yarın aslında bugün) vizyonda. Ben de bu geceki galada davetliler arasındaydım. İyi bir film görmeyi beklemiyordum açıkçası. Ancak böylesini de beklemiyordum.

Sinemada değil konuşmak, mısır yenmesine, cep telefonu ışıklarına dahii kıl olurum. Bugün filmde yanımdaki arkadaşımla durmadan fısıltılarla konuşup filmi yorumladım/k. Başka türlü de olmazdı zaten. Şunu diyebilirim Semum en komik korku filmi dalında oscar adayı olabilir. Haliyle bu sahneler irdelendi bolca. Bir o kadar da gülündü..
İçten içten sinsi gülüşler bunlar. Sinemada ses çıkarmanın saygısızlığı bir yana, gala dolayısıyla izleyenlerin bir çoğu takım elbiseli veya entellektüel görünümlü adamlardı.. Ancak filmde bir an geldi ki; tüm salon bir kaç dakika kahkahalarla güldü. Ben şu satırları yazarken yine gülümsedim.

Aslında hoşuma gidiyor genel anlamda farklı tür Türk filmleri görmek. Türk sinemasının daha evvel en iyi iş yaptığı ve bana göre sanatsal kaygılarla en kötü olduğu Yeşilçam döneminden sonra, Türkiye’de sinema iyice öldü. Dirilişiyse gişe filmleriyle oldu/oluyor. Mantık da basit; güldür ya da ağlat. Çoğunlukla da güldürmek seçiliyor sanırım ama hiç mizah filmi çekilmiyor. Hepsi absürt komedi. İşte bu noktada farklı türlerde Türk filmleri görmek güzel. Ah bir de becerebilsek…

Şimdi yukarıdaki paragrafta dedim ya farklı türler görmek güzel diye… Semum gerçekten farklı bir tür! Hasan Karacadağ adını da koymuş bunun. İslami Korku. Bir de bu türe devam edeceğini söylüyor. İyi güzel de sayın yönetmenim, Kuran bitince falan ne yapacaksın? Fareye dönüşen kızın hikayesini mi yutturacaksın yaşanmış diye?
Ne güzel elinde teknoloji var. (havada uçan bardak ve yere basamayan imam hariç) ne güzel kullanmışsın 3d animasyon teknolojisini. Zaten Japonya’dasın, uzakdoğulular sinemada başarılı (Hele Güney Kore). E yarat güzel bir hikaye de çek.. Yoksa hikaye bul..
Bul konuyu, çal sahneyi Exorcism‘den sonra seyrettir..
Biz mizahını yapardık Türkiye’de yaşanacak şeytan hadisesi ve şeytan çıkaran imamın..

Ve özet: eğer fazlandan 10 ytl para, 2 saat zamanınız varsa; eğlenmeye de ihtiyacınız varsa gidin bu kopkunç korku filmini izleyin.

Şubat 08 / 2008
Yazar Simto ALEV
Kategori Sinema
Yorumlar 6 Yorum