kayacanBizim evin yakınlarında kısa süre önce bir market açıldı: Kayacan. Fotoğrafta gördüğünüz torba da bu markete ait. Ailem sık sık buradan alışveriş etse de, ben adından rahatsız oluyorum. Çünkü biliyorum; Kayacan, Alican gibi bir şey değil. Bu kayacak bir şey. Nitekim de öyle oldu, ve kaydı.

Evvelsi gün, annem çekirdek almak istedi ve üzerinde para yok. Garanti Paracard’ımı verip, bana da bir portakal suyu almasını istedim. Aldı, geldi. Yaklaşık 3 liralık bir alışveriş tuttu. Buraya kadar her şey çok güzel.

Dün ise bir arkadaşım bana bir miktar para havale yaptı. Kontrol etmemi istedi. Ettim. Hesabımda para olmasına rağmen, “bu adam bu kadarcık yollamış olamaz” diyeceğim kadar azdı. Günün işlemlerine baktım ve gelen para, olandan fazlaydı. “Ne oluyoruz yahu” tavrıyla bir haftalık işlemleri kontrol ettiğimde, önce gün 67 liralık bir ödeme yaptığım görünüyor.

Annemle konuştum. Eldeki ihtimalleri eledik, fişleri kontrol ettik. Ve gördük ki 3 liralık kasa fişinin yanında, pos makinesinden çıkan 67 liralık vardı. Çözmek için ailecek seferber olup, marketle yarım saati aşan müzakereler sonucu kardeşimin parlak zekası ile fark ettik ki; marketçi pos makinesini doğru zamanda anneme vermediğinden, annemin yazdığı şifre, tutar olarak işlenmiş. Bir de hata bizde diye geri ödemeyi reddediyor, alışveriş yapın diyor. Ancak sonunda geri ödemeyi alıyoruz.

Sanki ben o parayı her şekilde geri almayacakmışım gibi…
Neyse, artık ödemelerimi rahatça yapabilirim.
Oh be..