Önceki gün “bırakın internet düşmanlığını” diye yazmıştım. Uzun sayılacak bir yazı oldu. Çok konudan bahsettim. Aklımda pek çok konuya kapı aralandı hiçbirini daha fazla açıp o yazıya dahil etmedim karmaşa yaratmamak ve konu bütünlüğü koruma çabası ile. Bugün ise o kapılardan birini açıp iki satır yazacağım.
Bu kapının üzerinde “internet asosyalleştiriyor” yazıyor. Artık kimse bir araya gelmiyor, ortak bir etkileşimde bulunmuyor düşüncesi olduğunu gözlemliyorum. Okan Bayülgen konuyu “artık ailecek televizyon izlenmiyor”a kadar indirgedi üstelik. Ben de “televizyon” konusuna katılsam da tam aksini savunacağım.
Fakat öncesinde “biraraya getirecek şey televizyonsa, hiç olmasın” demeyi tercih ederim. Ailecek televizyon izleme kültürünün yaygın olduğu dönemlerde 528 kanal izleme imkanımız yoktu. Ha keza gerek içerik eksikliğinden gerekse iş-güç-okul kaygısından, akşamları 2 saat bön bön o kutuya bakılır, çok da geç olmadan yatılırdı. Ben ailemle sofra ve televizyonun denk geldiği zamanlar hariç o birlikte televizyon izleme eylemeni hiç gerçekleştirmesem de, her akşam yemeğinden sonra çayımı ailemle içiyorum. Sabahları var olan iş telaşıma rağmen kahvaltımı ailemle ediyorum… vs. vs… Aile ile bir arada vakit geçirmek için hiç de televizyona ihtiyacımız yok.
İnternet’e geri dönersek, eğer bir yere gittiğimde Twitter’a “falanca yerdeyim” yazdığımda gerçek bazı arkadaşlarımla o an yüzyüze görüşebiliyorsam, bu internetin beni sosyalleştirdiği noktalardan biridir. Bugün birlikte sinemaya gittiğim, bir kafede sohbet ettiğim, evimde akşam yemeğine davet ettiğim, gözlerinin içine baka baka kahkahalarla güldüğüm ya da yanımda otururken ağlayabildiğim bir çok arkadaşımla interneti aracı edip anışmışsam ve geçen 10 yılda hala arkadaşsam, internet beni sosyalleştiriyordur.
Mesela bir sosyal paylaşım sitesinde ben Ciguli’yi överken bana “adam haklı beyler” diyen elkızı ile Ciguli’nin bir sonraki konserinde birlikte bira içip, birlikte Binnaz’a sesleniyor, sonra binnaz’ı bir kenara bırakıp akşam “eve gidiyorsak” da internet beni sosyalleştiriyordur. Yatmadan önce 100 darbeli kitabı okuyan bir başka adamla kız peşinde koşuyorsak yine internet beni sosyalleştiriyordur.
Eğer bilgisayar başından kalkmadan işi gücü Twit atmak, Facebook’da arkadaş listesini büyütmeye çalışan birileri varsa -ki varlar- bizden değildir. O adamı internet asosyalleştirmiyor. Asosyal olduğu, bilgisayar başında değilken kendini ifade edemediği, bir şekilde dışlandığını düşündüğü veyahut gerçekten öyle olduğu için kendini yalnızca internette ifade etmeye çalışıyor. Bu yüzden öyle görünüyor.
Ancak internet sizin tabirinizle “gerçek hayat”ta kendini ifade edemeyenlere sahi sözünü açıkça söyleme fırsatı verdiği için, bilgisayar dışında belki de aşırı çekingenliğinden, mahalle baskısından, yağ kuyruğundan asosyal kalmış birinin yine sizin tabirinizle sanal dünyada dahi olsa sosyalleşebilmesi yine internetin bu bağlamda iyi bir amaca hizmet edebildiğinin, faydalı kullanılabileceğinin göstergesidir.
Okuyan hepinize çok tenkyu!
İnternet ile ne yapılabileceği doğal olarak size bağlı. Virüs yaymak için de kullanabilirsiniz, bilgi yaymak için de. Dolayısıyla sosyalleşmek – asosyalleşmek de biraz kişinin hangisine seçtiğine göre değişiyor.