cryout.jpgTekerrür eden bir tarih, beni sinirlendirmeye yetti. Şurada Semum filmine eleştiri getirdim galadan çıkıp. Gerek naçizhane sinema konusunda teknik bilgim, gerekse salt izleyici konumumla iyi bir film olmadığına kanaat getirdim. Sebepleriyle neden beğenmediğimi kötü söz kullanmadan, dilbilgim yettiğince anlattım.

Bir kullanıcı da bundan rahatsız olmuş. Makuldür. Benimle aynı fikirde de olmayabilir. Fakat bunu hakarete varan sözlerle iletmiş. Kendisiyle iletişim kurmayı deneyip uzunca bir mail ile izah etmeye çalıştım. Fakat cevap dahi alamadım. Bugünse bir başka kullanıcı yine hakarete varan sözlerlerle benzeri bir yorumda bulunmuş. Peki şimdi saygısızlık eden kim?

Aşağıda her iki kullanıcıya da gönderdiğim mail’in bir kopyası var.


Merhaba xxx.
Kişisel web sitemde Semum filmi ile ilgili yaptığım yoruma eleştiri getirmişsiniz.
Dilerdim ki bu eleştiriniz, hakarete varacak sözler içermesin. Zira film gibi soyutlara yapılacak yorumlar, kişilere yapılanlara denk değildir.
Filmi beğenmedim ve olumsuzca eleştirdim, doğru. Fakat Hasan Karacadağ’ın şahsına ise böyle hakaret etmedim.

Son iki yıldır her ay düzenli olarak yaklaşık 50 kişilik bir grubu sinemaya (Megaplex’e) götürdüğüm için galaya davetli olarak gittim.
Sinema konusunda da kültürel gelişim ve sinemacılara destek konusunda kısıtlı imkanlarımı sonuna kadar kullanırım.
Bu grubu barlarda sabahlatmak yerine sinema, tiyatro gibi etkinliklere götürmemin karşılığında bir gala davetiyesini de çok görmeyin.

Ben popüler kültür sinemasından (bazı istisnalar hariç) uzak kalmak kaydıyla her türde, bir çok farklı ülke sinemasını takip ediyorum.
Naçizhane arşivimde 1940’lardan dahi kalmış filmler var. Bir çoğunun sıkıcı bulduğu İtalyan filmleri, TV’de görmeye alışık olduğumuzdan farklı olarak Hint filmleri…
Ve Hasan Karacadağ’ın takip ettiği kültür olan uzak doğu filmleri arşivimdedir.
Şunu belirtmek isterim ki eleştirimi yeni nesil Hababam Sınıfı, American Pie, Matrix vs. izleyicisi olarak yapmadım.

Hatta eklemeliyim ki bu yaz bir kısa film de çekme çabasındayım…

Bir de niyetimin belli olduğunu dile getirmişsiniz.
Ancak ben sektör olarak sinema dünyasına uzak; yani yönetmen, oyuncu vs. yakınları olan biri değilim.
Bir bilgisayar dergisinde (PC World) çalışmam haricinde de medya ile hiçbir ilintim yoktur.
Dolayısıyla bu tip eleştiriler yaparken hiçbir çıkar amacı da gütmüyorum.
Naciz bilgilerimle sıradan bir sinema izleyicisi olarak (ama kötü bulduğuma kötü demekten çekinmeyerek) filmleri yorumluyorum.

Ayrıca, galaya katılan ünlü oyuncular, eleştirmenler, bazı entellektüeller;
ben günlük kıyafetle iken takım elbise ile gelmiş beyler, oldukça şık giyinmiş hanımlardan oluşan bir salon dolusu insan o an geldiğinde uzun süre kahkahalarla gülmüşse, vardır eleştirilmeyi hak edecek sebebi.