Bundan iki yıl kadar önceydi. “Bu defa da daha çok paraya muayene olayım” düşüncesiyle olacak,  rutin göz muayenem için Dünya Göz Hastanesi’ne gittim.

Pek çok cihazla göz göze, diz dize vakit geçirdikten sonra “oku bakayım” testi ve rapor için doktorun yanına geçtim. Sohbet sırasında lazer tedavisinden de söz edilince sordum, “nası olur ki?” Beni bu konu ile ilgilenen doktora yönlendirdi. “Bilmem kaçınca kattaki Falanca Bey’e git.”

Falanca Bey’e gittim. “Gözlerimin hali budur, olursa lazer tedavisi olmak istiyorum” dedim. Falanca Bey’den bana tedaviyi, uygun şartları, maliyeti vs. anlatmasını beklerken, bana hiç beklemediğim bir soru sordu direkt: “Neden gözlüklerden kurtulmak istiyorsun?”

O an soruya hiçbir yanıt veremedim. Hazırlıksız yakalanmıştım. Ancak eve gelip o yorgunluktan, göz damlasının hışmından kurtulunca kendi kendime sorunun en sağlıklı ve net bir şekilde vermem gereken yanıtını bulmuştum. “Ben mevcut gözlüklerimden kurtulmak istemiyorum. Sadece daha iyi görebilmek istiyorum.”

Zaman zaman hala benzer soru(n)larla karşılaşabiliyorum. Eğer kapını çaldıysam, sadece daha iyisini hedefliyor olabilirim. Bu, olağan şartlarda sana -ya da konu her neyse ona- ihtiyacım olduğu anlamına gelmez. Gözlükle de görebiliyorum.

Konu göz değil ama merak edenler varsa söyleyeyim; 18. yaşımda ilk ciddi göz muayenemde sol gözüm 9.5 miyoptu. Lazer ile de ancak %40 iyileşme sağlanabilirmiş ve bana tavsiye etmiyorlar.