Bir sosyal medya ahkam keseni olarak daha önce Sosyal Medya’da Ünlüler başlıklı yazımda Sertab Erener ve Demir Demirkan’ın sosyal medyaya sert ve başarılı girişini yazmıştım. Twitter, Friendfeed gibi araçları diğerlerinin aksine ajansa bırakmak yerine kendileri yazarak gerçek bir iletişim içindeydiler. Şimdilerde bu tavırdan vazgeçmiş görünüyorlar. Ancak artık birçok şarkıcı, oyuncu, televizyoncu, siyasetçi, gazeteci vs. kendi kimlikleriyle kendi hesaplarını yönetebilir ve bir duyuru makinesi olmak yerine birey olarak Twitter’ı kullanır oldular. (Henüz diğer platformlarda var olduklarını söyleyemeyiz.)

Tabii hala pek çok kişi de hesabını ajanslara bırakıyor. Kimisi konser, oyun vs. duyurusu yapıyor sadece, kimisi de tek bir tweet yazmadan “yumurta”dan 1.5 milyon takipçi topluyor. Ben kendi kimliği ile yazanlardan bahsedeceğim. Daha doğrusu takip ettiğim ve Twitter’ı hayranlarına aşk hayatını anlatmak ya da “ayy bende szi chok seviorum canlarm :))” yazmak için kullanmayan birkaç kişi hakkında yazacağım. Zaten başka türlü örnekler üzerine birkaç yazım var: [1] [2] [3] [4]

Bu yazı bir araştırma konusu değil, tamamen benim kişisel takip, gözlem ve diyaloglarımdan oluşan bir görüş derlemesidir. Sakın ola ciddiye almayınız.  Sıralama da rastgeledir. Haydi, başlayalım…

Metin Arolat / @metinarolat

İlk günlerdeki kadar sık olmasa da takipçileriyle diyalog halinde. Bir parça “canlarım benim” hali olsa da günlük yaşamını sıradan biri gibi paylaşıyor. (Bazıları başka bir evrende yaşıyor gibi.)  Twitter’ı hem takipçileriyle iletişim hem de işi için kullanıyor. Metin Arolat’ın müziği kesinlikle bana hitap etmiyor.

İlk günlerinde paylaştığı bir şarkısı üzerine “neden bu altyapılar?” diye hoşnutsuzluğumu dile getirdim. O ciddiyetle “bir de şunu dinle” diye başka bir şey verdi. Daha çok beğendim. Ne kastettiğimi de anlamıştı ki doğru bir şarkısını önerdi. Yine de yetmedi bana. “Albümü dinle” diye zorladı. “Bilgisayarda dinleme” diye ekledi. “Albümü satın alamayacağımı ama iyi bir ses sisteminde dinleyeceğimi” söyledim. Onun derdi de buydu zaten.  Doğru sesi duymam. Kabul etti, bir gün boyunca defalarca dinleyip sevemedim. Fakat Metin Arolat’ın işini nasıl savunduğunu görüp -haddim değil belki- takdir ettim. Bir müzik adamının, bir iletişim aracını müziği için kullanmasından doğru bir hareket olamaz herhalde. (fotoğraf kaynağı)

Okan Bayülgen / @okanbayulgen

Okan bireysel kullanımda aslında başarısız. Twitter hesabı kendisi ve takipçisi arasında olmak yerine, programı için bir araç oluyor. Bu halde zaman aşımına uğrayan tweet’leri de siliyor ki; bu bir Twitter kullanıcısı alışkanlığı değildir. Zaman zaman çeşitli duyuruları da bu adresten yapıyor. Tahmin ediyorum bazı güncellemeleri de kendisi yapmıyor. Bireyselde başarısız bulmama rağmen, başarılı olduğu yer programındaki etkileşimli (interaktif) kullanım gücü.

“ivit sevgili izleyiciler. siz de programımıza tividırdan katilabilirsiniz. @keresteci sormuş, sevgilin var mı?” Gibi sıradanlıktan uzak bir tavır var. Zaman zaman farkı sorulara okuduğu gibi, Twitter kullanıcılarının görüşlerini de toparlayıp, konuklarmışçasına iletmelerine aracılık ediyor. Böylece masada konuklardan çok daha fazla kişi yer almış oluyor. Eğer olur da gözden kaçmış ufak bir kusur olursa, Twitterdan gelen uyarılarla düzeltiyor. Haberler konvansiyonel medyadan önce yer aldığı için, gerçek bilgileri canlı yayında haber bültenlerinden evvel paylaşabiliyor.

Okan Bayülgen Twitter’ı aynı zamanda Van depreminde birkaç hayatı kurtarmak için araç edinip başarıya ulaştı. (fotoğraf kaynağı)

Serra Yılmaz / @serrafine

Muhteşem bir kadın olduğu herkesin malumu. Bugün Twitter’da 2. kez diyaloga girdim. Yazdığım her şeye cevap veriyor. Tabii ki “cnm bende sizi chok seviyrm” demiyor. Bilgisiyle aydınlatıyor. Pekçok sözüm ona ünlünün cevap yazmaya tenezzül etme gayreti yokken, Serra Yılmaz gibi bir kadının Twitter’da “hoş sohbet” diyaloglara girmesi bir başarıdır. Kendisiyle -sözde- “sanal” olarak tanış olmaksa gururlandırıcı. Beni üzen bir detay ise Türkçesine bayıldığım bu kadının yazarken aynı özeni göstermemesi. (fotoğraf kaynağı)

Melih Gökçek / @06melihgokcek

Melih Gökçek / @06melihgokcekSiyasi cephesini ve İstanbul’dan gözlemlediğim kadarı ile belediye yönetimini hiç beğenmiyorum ve taraf değilim. Gel gelelim ilk günlerindeki fevri hareketleri hariç başarılı bir Twitter kullanıcısı. İnsanlarla diyaloga giriyor. Bir ölçüde eleştirilmeye izin veriyor ve gerektiği yerde gerekli açıklamasını topluluğa ya da kişilere yapıyor. Hatta daha fazlası takipçileri ile yemek yiyor, dakika sınırları ile takipçileri ile kameralı sohbetler düzenliyor. Bir belediye başkanından beklenenden fazla samimi bir tavrı ve iletişim başarısı var. Örnek alınabilecek bir örnek. (fotoğraf kaynağı)

Hayko Cepkin / @haykocpqn

Takip etmesi en eğlenceli adamlardan biri. Konserlerinden, katıldığı programlardan vs. haberler veriyor ama “duyuru” da yapmıyor. “Şimdi bakkala gidiyorum, iki ekmek alıp geleceğim” der gibi. Ya da “Starbucks’a gidiyorum, yolu düşen gelsin” der gibi. “Hayran”larına değil de “arkadaş”larına yazıyor. Başkalarını takip ediyor, gittiği yerlerden fotoğraflar çekiyor (şehir tabelaları pek güzel), şahsi görüş yazıyor, diyaloga giriyor, paraşüt deneyimlerini paylaşıyor. Bir ünlüyü takip etmekten çok, tanıdık birilerini takip etmek gibi. (fotoğraf kaynağı)

Aylin Aslım / @aylinaslim

Şu sıralar hesabını “protected” yapmış durumda. (Takip etmeniz için onayı gerekiyor) Gerekli mi tartışılır. Gerekli ise 300 bine yaklaşan takipçiden sonra geç kalınmış diyebiliriz. Aylin de Twitter’ı çok kişisel kullananlardan. Canı ne isterse onu yazıyor. Takipçileriyle diyalog kursa da onun için Twitter daha kişisel bir alan olarak görünüyor. Zaten bir “sanatçı-hayran” diyalogunu zorunlu kılacak bir durum da yok. Aylin çokça serseri. Aklı başında serserilerden. Haber paylaşıp pek çok ters giden şeye tepki gösteriyor. Tabii basın Hilal Cebeci ve Doğuş’un yatak odası diyaloglarını haber yapmayı tercih ettiği için, bu haklı tepkiler de aramızda kalıyor. Takip etmesi keyifli. Bir deneyin şansınızı… (fotoğraf kaynağı)

Cüneyt Özdemir / @cuneytozdemir

Çok geveze. Derdini birkaç tweet ile ancak anlatabiliyor. Daha çok Twitter’ı da bir gazeteci gibi kullanıyor. Haberi doğrudan iletmek yerine yorumluyor. Kişisel diyaloglara neredeyse hiç girmese de takipçilerine doyurucu bir içerik sunuyor. Dijital medyayı hızlı kavrayan bir gelenekselci. Cumhur Başkanı’nı programına Twitter’dan davet edebiliyor. Dipnot’un tablet uygulamalarını anlattığı e-tohum konuşmasında ne kadar “basit” çalışarak ne kadar etkili olunabileceğini görebilirsiniz. Belki bu basitliği Twitter hesabına biraz daha taşımalı. Tek gerçek kusuru ise sıkça Dipnot.tv‘yi retweet edip spam yapması. (fotoğraf kaynağı)

Abdullah Gül / @cbabdullahgul

Cumhur Başkanı’mız benimsemediğim bir siyasi görüşten yine. Twitter’a sık yazıyor. Kendi cümleleriyle, daha çok duyuru gibi yazıyor. Samimi fotoğraflar paylaşıyor. Hesabı kendisi yönetiyor. Belki yardımcıları da vardır ama doğrudan başkasının yönetiminde bir hesap değil. Bir Cumhur Başkanı’nın halka Twitter üzerinden hitap etmesini saygı ve takdirle karşılıyorum. (fotoğraf kaynağı)

Levent Üzümcü / @leventuzumcu

Aklı başında serserilerden bir diğeri Levent Üzümcü. Eleştirmeyi, tepki göstermeyi ve bunu Twitter’da paylaşmayı seviyor. Bir saksısı olmadığı için tepkileri dikkat çekmese de takipçileri tarafından beğeniliyor. 140 Karaktere rahat rahat sığabiliyor. Derdini anlatabiliyor. Zaten 1500 karakter yazacak adam neden Twitter kullanır ki? (fotoğraf kaynağı)

Gülben Ergen / @geergen

Biraz geveze. Twitter’ın “mention” özelliğini hunharca kullanıyor. Bu kadar iletişimci olması çok “tatlı”. Fakat bu bizi aynı zamanda profil sayfasında, “mention”lar arasında Tweet aramaya zorluyor. Başka türlü ne yazmış bir bakışta görmek mümkün değil. Tek kelimelik, gülücük dolu tweet’lerle etrafa neşe saçıyor. Sosyal sorumluluk projelerini de bu hesaptan başarı ile duyuruyor. Sadece “mention” oranını daha çok dengelemesi gerekiyor… (fotoğraf kaynağı)

Sanırım yazacağım isimler bu kadar. Bu yazıya “şu kişiyi neden yazmadın” yorum bırakıp şeklinde yorum bırakıp, belki ikinci bir yazının kapısını açabilirsiniz. Ben bu yazıda özellikle başarılı bulduklarımı, Twitter’ı doğru kullandığına inandıklarımı yazdım. Yazarken unuttuğum olmasın diye Hamza Şamlıoğlu (TEAkolik) ve Berna Mutlu Aytekin‘den destek aldım. Ancak takip etmediğim, Twitter kullanımını gözlemlemediğim insanları da es geçtim. Sizin de öneriniz olursa niçin yazmam gerektiği konusunda bilgi verirseniz sevinirim.

Not: Fotoğraf kaynaklarındaki metin içerikleri beni ve bu blogu bağlamaz.