20 Mart günü benim için bir şekilde Kültür günü olarak ilan edilmişti. Ozan Eicher‘le birlikte birlikte öğle saatlerinde Antrepo 3‘deki Van Gogh Alive sergisine, akşam ise Doğa Rutkay’ın davetlisi olarak 3. Türden Yakın İlişkiler – Başlangıç oyununa gittik. Takip eden (edecek) yazıların birinde oyunu anlatıp, bir diğerinde de sergiye gitmek için aştığımız 7+7 asansörden, tiyatro salonunda tekerlekli sandalye ile oyun izlemeye kadar geçen süreci anlatacağım. Ancak bu yazı yalnızca Van Gogh Alive sergisi için.

Lafı biraz uzattım belki ama sergi için söyleyeceklerim o kadar az ki; en azından göz doldursun istedim. Van Gogh Alive sergisi, bilinen sergiler gibi orijinal tabloların sıralanmasından değil, eserlerin dev boyutta duvarlara yansıtılmasından oluşuyor. Serginin vaadi dev projeksiyonu, müziğin uyumunu ve ışığı kullanarak seyirci ile resimler arasında bir etkileşim yaratmak. Eğer daha önce hiç sinemaya gitmediyseniz, dev perdelere (hatta duvarlara) görüntü yansıtılabildiğini hiç duymadıysanız, Van Gogh’un eserlerini kocaman ve sürekli değişik halde görmek sizi hayrete düşürebilir.

Malesef sergide bundan fazlasını bulamadım. 3000 kadar eserin olduğu söyleniyor. Ancak yarım saat içinde sergi tekrara düştü ve bu sürede 3000 eser gördüğüme inandıramazsınız. Müzikler tabii ki güzel, ses kalitesi muazzamdı. Ancak resimlerle eşleştirilmiş olmadıkları için etkileşime de hiçbir desteği olmadı. Aslına bakarsanız sergide bir etkileşim de yoktu. Tüm projektörler aynı parlaklıkta görüntü vermiyordu. Aynı resmin yarısını daha parlak, yarısını daha soluk görmek mümkün.

Tabii projeksiyon her zaman resimlerin olduğu gibi yansıtılmasından ibaret değildi. Bazı resimler pan yaparak (kayarak) görünür oldu. Ya da bazı resimler parça parça görüntülendi. Mesela üzerinde çiçek olan bir resim varsa, önce çiçeksiz olarak görünüp sonra çiçek belirginleşti. Değirmenli bir resimde, değirmenin kolları dönüyordu. Hepsi bu. Tüm bu atraksiyonlar aslında Gogh’un eserlerindeki perpektifi bozmaktan, resimleri parçalı hallere getirmekten öteye gidemiyordu. Her şey ucuz bir teknoloji şovundan ibaret.

Aşağıda Ozan’ın sergide kaydettiği kısa bir video var. Sergiye giderseniz bulacağınız her şeyi içeren bir video… (Video açılmazsa sayfayı yenileyin.)