Etiket: dizi

Digiturk “Dilediğin Yerde”yi blog yazarlarına tanıttı

digiturk_iqDigitürk, “Dilediğin Zaman Dilediğin Yerde” sloganıyla duyurduğu yeni hizmeti Digiturk IQ‘yu dün gece benim de içinde bulunduğum bir grup blog yazarına tanıttı. DesiBel Ajans‘ın düzenlediği etkinlik Günaydın Steakhouse Etiler’de gerçekleşti. Ben de bu etkinliğe arkadaşım Ozan Eicher‘le katıldım.

Katıldığım lansmanlar, incelediğim ürünler için ne kadar objektif yazmaya çalışsam da; ister istemez subjektif yorumumu da -çoğunlukla- katıyorum. Digiturk’ün bu hizmeti içinse nasıl yorum yapacağımı bilemiyorum. Digiturk aboneleri için muazzam bir hizmet,  benim gibi olmayanlar için belki anlamsız. Televizyonculuğun evrimine ise yeni bir kapı açmış gibi görünse de; yakın geleceğin uzak geçmişine konumlanabileceği fikrindeyim. Yazının devamında önce ürünü tanıtıp, ardından lansmanda yaşananları ve ürün hakkında fikirlerimi yazacağıım. Karar vermekse size kalacak. Devamını oku →

Mart 15 / 2013
Yazar Simto ALEV
Kategori Haber, Teknoloji, Yorumsal
Yorumlar 7 Yorum

Türk internet dizisi Men e Men yine ödül peşinde

Men E Men aslında Türkiye’nin tüm bölümleri internette yayınlanan, yani internet için hazırlanan ilk dizi projesi. Projenin başında Murat Karakaş ve Genco Çağlar var. Daha öncesinde veya beraberinde başka diziler olmadı değil. Ancak bunlar ya 5 bölümlük bir reklam macerasının ürünleriydi ya da henüz “dizi” olmadan, 2 ya da 3 bölümde son buldular. 2 Yıldır devam eden Men E Men’e hala bir reklam projesinin parçası olmadı. Elde bir kamera ile başlayan Men E Men, bugün uluslararası ödülleri toplayacak kadar serpildi. Önce biraz ödüllerden bahsedip, sonra diziyi anlatacağım. Hemen diziyi izlemek isterseniz menemen.tv adresine bakabilirsiniz.

9 Kişilik kemik kadrosu ile yayın hayatını süedüren Men E Men 2012 Nisan ayında, Los Angeles Web Series Festival‘de “En İyi Komedi Web Dizisi” ve 2 “En İyi Başrol Erkek” olmak üzere 3 ödülün sahibi oldu. Türkiye’den ilk kez katılım gerçekleşen Festivale tüm dünyadan 400 kadar proje katılmıştı. 130 Kişi finale kalırken, bu dallarda jürinin takdirini ancak Men E Men kazandı.  Ekip şimdi New Media Film Festival‘de yeni bir ödülün peşinde. “İnternet dizisi” kategrorisinde Mingle Media adlı “TV Network”ün sponsor olduğu festivalde Men E Men’e destek olup ödül kazandırmak isterseniz, burayatıklayıp, açılan sayfadaki ankette önce “Two Thumbs Up” seçeneğini işaretleyip, “Vote” butonuna tıklamanız yeterli. Oylama 31 Mayıs tarihinde son bulacak. Şimdi biraz Men E Men’i tanıyalım: Devamını oku →

Mayıs 18 / 2012
Yazar Simto ALEV
Kategori Haber, İnternet
Yorumlar Yorum Yok
Etiketler ,

Behzat Ç.

Sanırım ilk defa bir televizyon dizisi hakkında blog yazıyorum. Bu zamana kadar yaz(a)mamış olmamın bir sebebi, benim sadık bir televizyon izleyicisi olmamamdır. 5-6 yıllık bir dönemi televizyonsuz geçirdiğim gibi, her izlemeye çalıştığımda gördüğüm türlü absürtlük ile yılmamdır. Yine de izlemeye değer bulduğum şeyler muhakkak var.

Yazmamamın diğer sebebi ise, dizilerde hep aynı şeylerden şikayet etmemdir.  90 dakika uzatılıp, hiçbir şey anlatamayan haller, gerçek dışı veya bize çok uzak ortamlar, izleyici kitlesi olarak hiç görmediğimiz bir ihtişamın benimsenmesi ya da tam aksine aile komedisi yapacağız derken birbirlerini taklit etmeleri, gereğinden fazla iyilik saçmaları, saçma mesaj kaygıları… Entrikalar, yalan dolu hayatlar, katledilen edebiyat eserleri… Bazılarında sokak sahnelerinin bile stüdyoya taşınması, arabayla 100 metre yol gitmemek için yapılan başarısız “greenbox” uygulamaları derken kahroluyorum.

Şimdi yazmamın sebebi ise: Behzat Ç. Devamını oku →

Şubat 15 / 2011
Yazar Simto ALEV
Kategori Yorumsal
Yorumlar 7 Yorum

Dizilerde “Nokia Tune” blurlansın!

Televizyon izlemeyi tercih etmeyen biri olarak, özellikle yemek saatlerinde dizilere bakmanın kaçınılmaz olduğunu daha önce de yazmıştım. İzlediğim her bölümdeki saçmalıklardan da aslında ayrı bir yazı konusu çıkar. Ancak ben bu defa bu dizilerden çok denetleyicisi olan kurum RTÜK ile ilgili yazacağım.

Malum, son zamanlarda televizyonlarda bir blur modası var. Görülen her marka özenle biz anlamayalım da reklam olmasın diye blurlanıyor. Bir basın toplantısında konuşmacının yüzünü bazen zor seçiyor, eğer blurdan kaçan bir Y harfi olursa hemen Y…. diye tahmin edip seviniyoruz. Eh, buraya kadar çok saçma olsa da uygulama başarılı. (Bugün MythBusters’da bir şekeri tamamen blurladıklarından, deneyin sonucunu göremedim. Ürün de Türkiye’de olan bir şey değildi.)

Bazıları işi “Sanal Reklam”larla kotarsa da, Nokia sanıyorum bu işi en güzel şekilde başarıyor. Bir dizide çalan telefonların 7/10’u çok rahat Nokia Tune melodisi. Hepimiz tanıyoruz bunu ve 70 milyon, hep bir ağızdan “Aa, telefonu nokia” diyoruz. (gerçi şu sıralar iPhone daha seçilir amaa.) Nitekim SMS kampanyası duyuran reklam filmlerinin tümünde Nokia’nın var sayılan mesaj sesini duyup, matruşka reklamcılık ile yüzyüze geliyoruz.

İşte ben tam bu noktada, madem öyle, Nokia Tune de blurlansın diyorum…

Nisan 22 / 2009
Yazar Simto ALEV
Kategori Yorumsal
Yorumlar 2 Yorum

Türkiye’de Televizyonculuk

television-posters.jpgZaman kavramım sorunlu olduğu için net süre veremeyeceğim ama yaklaşık 5-6 yıl süreyle neredeyse hiç televizyon izlemedim. Zaman zaman belgesel kanalları, bir de Okan Bayülgen. Onlara dahi çok da vakit ayırdığım söylenemez. Hal böyle olunca televizyonda olup bitenlerden bir haberdim.

Magazin gündeminden, gündüz kuşağındaki kadın programlarından kaçamadım. Sokakta, internette, gazetelerde… Her yerde gözüme gözüme sokuldu. Ben kaçtıkça onlar peşimden gelip kabusum oldular.. Ne var ki benim bahsediceklerim bunlar değil aslında…

Son zamanlarda akşam vakitleri ailemle zaman geçiriyorum biraz. Tam da dizi saatlerine denk geliyor. Bakıyorum biraz haliyle. Ne kadar özensiziz bu konuda. Geçen gün mesela hangisi olduğunu bilmediğim bir dizide oldu şunlar: Adamın biri, başka “adamın biri”lerden kaçıyor. Hafif ormanlık bir alan. Kaçan adam max. 30 derecelik açıda, 10 metre bi tepede tökezliyor. Aşağı kadar da yuvarlana yuvarlana ilerliyor. Şiddetli bir düşüş değil. Yaralanmaz bile insan. Neyse, sahne değişiyor. Ardından da tekrar bu “adamın biri”ne dönüyor. Yerde boylu boyunca yatıyor, baygın. Normalde düşmesi gereken yerden biraz öteye uçmuş. Üzerine bir sonbahar boyunca dökülen yaprakların tümü yığılmış. Bir kaç da dal parçası. Resmen toprağa gömülmüş.. Nasıl oldu anlamadım..

Beni asıl rahatsız eden şeyse; özel bölümler. Her bölümden önce, bir önceki bölüm için özel bölüm yayınlanıyor. Bölümün tam 30 dakikalık özeti. (Amerika’da dizilerin bir bölümü 40-45 dk arasında değişiyor.) Özel bölüm yetmiyormuş gibi, 5-10 dakika da “özet” veriyorlar. Çıldırıyorum. (yine Amerika’da özetler 2 dakikayı geçmiyor.) Ayrıca tüm bunların aralarında 8-9 dakika da reklam veriyorlar.  (6dk rtük’ün izin verdiği reklam süresi + tanıtıcı reklam + dizi trailer’leri)

İşte böyleyken böyle.. Derken toparlayıp yazıya bir final yazamadım. Eğer öncesini okuduysanız, final için de bu cümlelerle idare edin. Öpüyorum sizi..

Nisan 16 / 2008
Yazar Simto ALEV
Kategori Benden.., Yorumsal
Yorumlar 1 Yorum
Etiketler , ,