Soldaki fotoğrafı dün, öğleden sonra Twitter’a paylaştım. (RT edebilirsiniz.) Aslında fotoğraf ve bu yazının başlığının her şeyi anlatacak kadar açık olduğunu düşünüyorum. Ancak ben sınır noktasına geldiğim için bu defa yazmaktan geri durmayacağım.. Çünkü bir defa, iki defa değil bu sorunla karşılaşmam. Öncelikle İstanbul’u bilmeyen birileri de okuyorsa diye belirteyim: Şişli Taksim arası mesafeyi biraz tempolu bir yürüyüşle yarım saatte almak mümkün. Metro tabii ki bu süreyi kısaltmak için var ancak bir tekerlekli sandalye kullanıcısı için bu şart çoğu zaman geçerli değil.
Evden çıkıp metroya ulaşmak 10 dakikamı alıyor. Buraya kadar da sorun yok. Ancak metroya inmek için asansörün önüne geldiğimde “servis dışı” ibaresini, kimi zaman arıza barikatlarını (evet, barikat kuruyorlar resmen) görünce işin rengi değişiyor. Şişli durağında olduğum için şanslıyım. Hemen dibinde Cevahir AVM var. Metroya ulaşmak için iyi bir araç. Diğer duraklarda bu olanak olmadığım için gidip, gün ışığı görmeden geri döndüğüm de oldu. Ha keza “Engelli engelli asansörü” yazımda, Şişhane durağındaki 3 haftalık arıza sürecini de yazmıştım.
Her neyse, Cevahir AVM metroya ulaşmak için iyi bir araç dedim ama içeri girmek öyle kolay değil. Kocaman bir döner kapının ardında, dışarı doğru 3-4 metre uzanan bir kuyruk var. Giriş ve çıkış yönlerinde normal kapılar var ama kilitli. Bir o kapıya, bir bu kapıya gidip birkaç maymunluk yapınca bir güvenlik görevlisi tabii ki farkedip kapıyı açmak için geliyor. Kuyruğu ortadan yara yara, aman kimseyi ezmeyeyim endişesiyle içeri girmekle de mücadele bitmiyor.
Giriş katı bir tür ara kat. Diğer katlara ulaşmak için bir asansör yok ama yakın zamanda (yıllar sonra) engelliler için bir taşıyıcı (forklift) yapmayı başardılar. Girişte iki, çıkışta iki olmak üzere dört kapısı var. Biri kapanmadan ne diğeri açılıyor, ne de taşıyıcı hareket ediyor. Her nedense de bu kapılardan, dışarıdan erişime en uzak olanı açık kalıyor. (bu kapı içeride olduğu için açık bırakmak mümkün değil. Kasti bir tavır var) Güvenlik yine yardımda. Bu kez bulduğu uzun saplı temizlik gerecini sarkarak alt kata uzatıyor, kapıyı kapatıyor ve nihayet taşıyıcı yukarı getirilebiliyor.
Taşıyıcının gelmesiyle her şey bitti sanıyor olabilirsiniz; ama bu iş o kadar kolay değil. Henüz üçüncü kattayız. Birinci kata kadar inmek gerek. Herkesin kullandığı ortalık malı asansörlere binmek mümkün değil. Nihayetinte alışveriş için gelmiş, o kadar kuyruğa katlanmış insanların acelesi oluyor. Benim asansörde refakatçimle 3 kişilik yer kaplamama müsade edemezler. Artık o asansörlere ulaşmayı denemiyorum bile. Kuytuda kalan, pek az kişinin bildiği diğer asansör de son baktığımda arızalıydı.
Bir çıkar yol daha var: Mağaza asansörü. Oradaki mağazalardan C&A iki kata yayılıyor. Mağaza içi asansörle bir kat aşağı inmek mümkün. Ben de bu asansörü kullanarak ikinci kata ulaştım. Bu hatta, AVM’nin en sonunda nispeten boş bir asansör var. (Metro çıkışı tabii ki en başta) Üçüncü kata erişimi olmasa da beni birinci kata ulaştırabiliyor. Burayı da atlattıktan sonra Cevahir’den çıkıp metroya ulaşabildim.
Metroda henüz gelmişti ama kapısında beklemediğim için, ben yakalaşana kadar geçen 30-40 saniyede tıkabasa doldu. Yer vermek için içeride sadece bir kişi yardımcı olmaya çalıştı. Onunla da vagonların kapısının kapanmasıyla ancak bakışabildik. Bir sonraki metro beni Taksime ulaştırdı.
Sadece bir elzem asansörün arızalanmasıyla (ki geçen hafta da arızalandı, önceki hafta da) metroya ulaşmak için türlü maymunluk yapıp, hiç gereği yokken kalabalık bir alışveriş merkezinin 3 katını ve bir mağazasını dolaştım. Taksim’de de engelli asansöründe öncelik kapmak isteyenler sayesinde dışarı çıkmak ayrı bir zorluk ama o da başka bir yazının konusu olsun.