Her şeyden önce itiraf etmeliyim ki -kimi zorunlu, kimi sudan sebeplerle- diş sağlığımı ihmal ettim. Şu an sağlıklı ve güzel dişlere de sahip değilim. Gülümsemekten çekinmiyor ama o görüntüden de utanmıyor değilim. 

Son yıllarda çok daha özenli olsam da, dişçi koltuğuna ilk kez bundan bir yıl önce oturdum. Özellikle su içerken dayanılmaz olan sancılarım (sağ altta, arkalarda bir dişime) yapılan dolguyla son buldu. Buraya kadar her şey şahane! Dişçi tabii ki kontrole gelmemi söyledi ama tekrar gelmemi gerektirecek bir problem olmadığını da ekledi. O günden sonra da iki ay kadart öncesine kadar sorunsuz yaşadım.

İki ay önce su içerken özellikle aynı yerin ağrıdığını hissettim. Genelde dolgu tedavisine maruz kalan insanlar dolgularınının düşmesinden şikayet eder. Ben de öyle olduğunu düşündüm. Burda özellikle belirtmek isterim ki öyle aman aman bir ağrım yoktu. Fakat durumu daha da kötülemeden dişçiye gitmeye karar verdim. İki hafta önce de aynı dişçiye gittim. Derdimi anlattım.

Bir baktı, hangi dişin ağrıdığını bulmak için bir kaç test yaptı(k) ve yine sağ tarafta fakat üstteki bir dişin ağrıdığını kabul ettik. (Ben ağrıyı nasıl alt dişimde hissettiğimi hala anlamıyorum.) 3 iğne ile üst dudağımın kontrol dışı kalmasıyla birlikte üst iki dişimi oydu. Oydukça, oyası geldi. Daha da oydu… Kanal tedavisinde de karar kıldı. Dişin çok kötü olduğunu, bir adım sonrasının dişi çekmek olduğunu söyledi. Hatta “önemli bir ağrı yok ama daha kötü olmadan geleyim dedim” deme “bu diş nasıl ağrımaz?” Dedi. Kanal tedavisine o an başladık.

Bilmeyenler için yazayım; kanal tedavisi eski usuüllerle bir kaç seanslık, yeni teknolojilerle iki seanslık bir tedavi. İlk seansta diş köke ulaşana kadar oyulup derin bir çukur kazılıyor. Sinirler alınıyor. Oluşan boşluğa bir ilaç sürülüp, geçici dolgu ile kapatılıyor. İkinci seansta da bu geçici dolgu kazılarak çıkartılıyor. Ve yeri başka bir maddeyle dolduruluyor. Sanırım bu madde dolgu tedavisinde kullanılandan farklı.  

İkinci seans canlı sinir olmadığı için uyuşturulmadan yapılıyor. Tabii ki hiç acı hissetmiyorsunuz. Aslında aktif tüm çalışma zamanı 40 dakikayı geçmiyor ve tamamen acısız. (ama gürültülü (: )  Ben de geçtiğimiz Cumartesi günü ikinci seansı derin bir mutlulukla, doktora teşekkür ederek bitirdim.  Her ne kadar tekrar gelmem gerektirecek bir sorun olmadığını söylemesinden altı ay kadar sonra iki dişimi oydurmam gerekse de, hiç ağrım sızım kalmamıştı.

Bu akşam ise sofrada çorba içerken sert bir şeyler çiğnedim. O parçacığı çıkarmaya çalışırken, dişimden döküldüğünü, o bölgede olağan dışı bir sivrilik ve eksiklik olduğunu hissettim. Evet, o parça dişimden düştü. Dilimle hissettiğim şey ise, hüzün verici. Oyulan dişimin çeperinin ağız içi tarafının kırılıp düştüğünü, geriye ise dolgu malzemesinin kaldığını düşünüyorum. Çeperin yanak tarafının sağlam olarak durduğundansa eminim…

Cumartesi günü sanırım tekrar kapısını çalacağım dişçinin. Umarım yalnızca dolgu malzemesinden düşen parçacıklardır onlar. Yoksa ne olacak gerçekten merak ediyorum… :(

Bu arada düşen bu parçaların ardından önce dizimi yaraladım. Ardından da bir ayna kırılmasına vesile oldum. Ayna da yalnızca üzerini kurularken kırıldı. Kırılan ayna da annemin elinde ufak bir kesiğe neden oldu….