Aslında böyle bir yazı yazma fikrim hiç yoktu. Önce Alemşah’ın 2008 yazısını gördüm. Alemşah 2008’de tanıdığı insanları yazmış. Hepsi gıyaben FriendFeed aracılığıyla tanıdığım ve kesinlikle yüzyüze sohbet etmek istediğim insanlar. Yazıyı okurken 2009’da tanışmayı hedef koşup, tatlı bir kıskançlık hissettim.  Bugün de Burcu Tüzün bir şeyler yazmış 2008 için. Hatta iş, eğitim, aşk gibi başlıklara ayırmış bir yılını. Özendim, itiraf edip “ben de yazacağım” derken Yusuf Ozan Taşdemir’in şu yazısı düştü FriendFeed’ime..

Tüm bunların ardından bu yazıya başladım. Doğrusu, ilgili yazıları okurken (özellikle Burcu Tüzün’ün yazısına) “Ne kadar dolu bir yıl, ben yazmaya dair, çemberin dışında kalan neler yaşadım ki?” diye düşündüm.  Malesef çok fazla cevap bulamadım. Fakat bir kaç kez “iş” dedim. İş, iş, iş…

Yaklaşık 10 yıl önce ilk web sitemi kurdum, benim için zor olan şartlarda HTML öğrenmeye başlamıştım. İlk web site maceraları ayrı bir yazı konusudur aslında. Sadece en amatör halimi de dahil ederek bir 10 yılım geçti bu işlerde. Buna rağmen mesleki ömrüm küçük esnafa referans olarak sayamayacağım ölçüde (zaten tek biri açık değil) web siteleri hazırladım. Bu böyle sürerken, 2007 Ekim ayında bir teklif aldım..

2007 yılı, Ekim ortası PC World‘de “webmaster” statüsüyle işe başladım. (aslında bu sıfatı sevmem (:, zaten işimin %80’i kod yazmak) Böylece ilk kez bir yıla (2008’e) çalışan olarak girdim. ve her şey ağır gelmeye başladı. İşimde iyi olmadığımı her zaman itiraf etsem de, bir hiç değilim. Bu işi biliyorum, babalar gibi de kod yazıyorum. Fakat çalışmayı bilmek, işi bilmekten çok farklıymış. Hataya asla yer yok, insanlar benden iş bekliyor, tek başımayım ve belli bir zamana yetişmesi lazım. Freelance çalışmaktan çok farklı.

Tek bir imla hatamda dahi azarlandığım günler oldu. Benim hatam olmadığı halde aynı kodları tekrar tekrar baştan yazıp, yine suçlu olduğum da oldu. Bugün ise bunu şikayet etmek için yazmıyorum. 2008 bana çalışmayı öğretti.  Yine de ben baskılara dayanamayıp, Mayıs ayında dergiden ayrıldım. İçim rahattı, beni rahatsız edense anlaşılmadığımı düşünmekti.

3 Hafta sonrası dergi içindeki bazı değişimlerle yeniden teklif aldım. İçimi rahatlatacak derecede olmasa da şikayetlerimi dillendirdim ve yeniden işe başladım. Hala devam ediyorum. Yeni yapıyla birlikte pek azarlanmadığım zaman, birileri işim için bana teşekkür ettiği zaman daha çok çalışmak istediğimi de fark ettim 2008’de..

İş hayatımın bir bölümü böyle geçti işte 2008’de…
-Burda kendime not: Ulan iyi ki kısa yazacaktın, sadece  pc world’ü 30 sayfa yazdın. Bu entry’den kitapçık basılır be-
Devam… 

Bir de SanalCafe var. SanalCafe benim hayatımın büyük bölümünü kapsayan mecradır. Hem işimdir, hem hobimdir. Her şeyimdir… SanalCafe’yi de bir gün benim gözümden yazmak gerek aslında buraya. Her neyse… 2008 içinde 22 kişilik ekip pek değişmese de iç yapılaşmamız biraz daha kurumsallaştı. İlk zamanlarda özellikle biraz yadırgamış olsam da, kolay adapte oldum ve “iyi ki bu düzene girmişiz!” dedim…

SanalCafe’de her ay düzenli olarak sinema organizasyonu düzenliyorum. Katılımcı sayısı değişken olabiliyor, 40-80 arası. (sinema organizasyonlarını bizzat ben düzenliyorum. üyeler veya yönetimle çeşitli turnuvalar, partiler vs. de düzenliyoruz.) Bu yılsa yeni bir ilkimiz oldu ve Aşk Tutulması’nın yönetmeni be oyuncularıyla bir imza günü düzenledik. Bu benim için gerçekten gurur verici, müthiş bir olaydı…

SanalCafe, PC World çalışmaları ve beraberinde süren freelance işler, kişisel projelerle -kendimi geliştirmek için en az çalıştığım yıl olsa da- çalışırken kendimi en çok geliştirdiğim yıl oldu. Bu yıl bolca JavaScript, Ajax, XHTML, CSS öğrendim. Hatta yılın şu son aylarında Dreamweaver’dan kurtuldum. Yalnızca Notepad++ kullanıyorum.

Burada iş dosyasını kapatabiliriz sanırım…

Biraz da kişisel/özel yazalım…
– 2008 Şubat’ta bu blog’u açtım. Bu tamamen kişisel olan, saçmalayabileceğim ilk blog’umdu aslında. Bazı şeyleri yazılı hale getirip saklayabileceğim, paylaşmak istediklerimi paylaşabileceğim en uygun ortam buymuş. Daha önce yapmadığıma pişmanım!…

– 2008 yılında, 20 yıl sonra ilk kez yalnız başıma sokağa çıktım. Buna da bu güzel blog’um şahitlik etti. Eğer okumadıysanız lütfen şu linkleri takip edin…  Yeni, Yine, “İlkler”Taksim’de Bir Ben 

– 2008 Doğum günüme SanalCafe toplantısıyla girdim. İlk kez bir SanalCafe toplantısını bir ofiste, beyaz tahta önünde yapıyorduk. Bu gerçekten heyecan vericiydi. Sadece 5 kişiydik. Yani doğum günüme benim için çok önemli 4 kişi ile girdim. Gece 1’de evime geldiğimde işler beni bekliyordu. Tüm doğum günümü bir an ara verip “Bugün benim doğum günüm ulaan” diye haykıramadan bu iş için çalışarak geçirdim. Benim için büyük bir hayalkırıklığıydı… Aynı iş sebebiyle 5 Kasım’da V For Vendetta’yı da izleyemedim bu yıl..

– 2008’de ilk kez kamera karşısına geçtim! Müdavimi olduğum online televizyon konseptini Türkiye’ye taşıyan Televidyon‘un Sinevidyon adlı programına konuk oldum. Bunu anlatmayacağım, zaten yeterince anlattım blogumda. Okumak isterseniz de Önce buna, sonra da buna bakabilirsiniz… Ve hala izlemediyseniz: ((:

– Yılın sonuna doğru FriendFeed ile tanıştım. Bir çok medya planlamacı, internet girişimcisi, web developer, blog yazarını orada tanıdım. Takip ettiğim bir çok sitenin yaratıcısı orada aktif kullanıcı ve ben FriendFeed paylaşımlarından deli gibi “besleniyorum”. Müthiş.. Burda da benim FriendFeed’im var…

Düşününce, başka da bir şey bulamadım 2008’e dair.

2008’in Aşk başlığını atlıyorum. Bu başlığın altının dolgunlaştığı bir yıl olursa, belki yıl sonunu beklemeden dahi yazarım…

Sağlık açısından en iyi yıllarından biriydi. Sanırım bir kez küçük bir gıda zehirlenmesi atlattım. Bir de 3-4 günlük garip bir mide bulantısı. Acilde bile ilgilenmediler, ama geçti…

Bir de fizik tedaviye başladım. Sadece fiziksel durumumu nispeten iyiye getirmekti amacım. Fazlası değil. Uygun şartlarda anlaştığımız bir hekim bana çok daha fazlasını vaat etti. Ben “şu kolum biraz daha güçlensin, 3-5 derece daha dik oturayım, yeter” dedim. O “Ben seni bir yılda ayağa kaldıracağım” dedi. Her an umut veren, her konuda, özellikle maddi destek olan bu hekim, 3 hafta sonunda para konusunda tatsızlık çıkardı. Maceramıza böylece ara verdik..

1-2 Ay önce özel bir rehabilitasyon merkezi ile görüştüm. Devlet desteği ile ücretsiz tedavi uyguluyorlar. Tek gereken bu tedaviye ihtiyacım olduğunu gösteren bir kurul raporu. Ve geçtiğimiz hafta raporumu olumsuz bir sonuçla aldım. Kurul, tedavi olamayacağımı düşündüğü için onaylamadı. Bu da macerayı bitiren nokta oldu..

Şöyle bir baktım da; tatsız bir şeyle bitirdiğimi fark ettim yazıyı.. Sadece anlatacaklarım arasında en az yer tutan olduğu için sağlığı sona bıraktım. Aldırmayın efenim..

Özetle, 2008 benim iş konusunda kendimi geliştirdiğim, yeni yollara sapmak için kapılar bulduğum ve kimi zaman kapılar yarattığım, mükemmel değil ama oldukça keyifli, iş bölümünü çıkarınca oldukça boş bir yıl oldu..

Mutluyum..
Siz de mutlu olun..
Mutlu olmak ve mutluluk dilemek için de yeni yılı beklemeyin..

 Bitti.