Hatalı mı düşünüyorum, bu fikri yalnızca kendimle mi paylaşıyorum emin olamıyorum. Fakat 19 Mayıs ve 23 Nisan tarihlerinde kutladığımız bayramlarla ya da daha doğru bir ifade olacaksa, kutlayanlarla alıp veremediğim bir şey var. Keşke verebilsem.
Derdim bu bayram adlarının eksik telafuzu, eksik anlaşılması ve eksik kutlanmasıdır. -Yalnızca tatil fırsatı olarak görenleri çoktan geçtim.- 23 Nisan yalnızca çocuk, 19 mayıs ise yalnızca gençlik bayramı değildir.
Bayramın adı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bu gün, ulusal egemenliğimizi kutladığımız gün olmalıdır. Atatürk’ün çocuklara olan bu jesti, bayramın çocuk kısmının artık evrensel boyutlara taşıyor olması, çocukları yalandan da olsa büyüklerin yerine koyup, büyüklüklerini görebilmemiz elbette mükemmel bir şey. Ancak ulusal egemenliğimiz bence çok daha mükemmel, tarifsizdir. Nitekim 23 Nisan ancak 1935 yılında yeniden adlandırılarak Çocuk Bayramı ekini almıştır.
Bayramın adı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Burada yine bayram adındaki altı çizili alan mühimdir. Atatürk’ü anmayı bir güne sıkıştırmak şüphesiz ki oldukça manasızdır. Ancak kaç kişi bu bayramı “gençlik bayramı işte, mis gibi de tatil” demekten öteye gidip, Atatürk’ü anma bayramı olduğunu biliyor?
İşte, alıp da veremediklerim, keşke birileri alsa benden de başkalarına verse dediklerim böyle. Biraz geç yazabiliyor olsam da, Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nız kutlu olsun.
Ayrıca yazıma da referans olan, Hakkı Devrim’in 23 Nisan 2009 tarihli yazısını da mutlaka okuyun. Eğer kızlı-erkekli ilk 23 Nisan kutlamasını bilmiyorsanız müthiş bir anlatı bulacaksınız..