Oyunu bugünden tam bir hafta önce izledim aslında. Ancak şimdi yazabiliyorum üç-beş cümle. Bulgar yazar Hristo Boytchev‘inmiş oyun. Bir kaç yıldır farklı ülkelerde kapalı gişe oynamış. Şimdi de Ninal Geyran Koldaş‘ın çevirisi ile Tiyatro Adam Türkiye’de sahneye koyuyor.
Albay Kuş, hemen ilk dakikasında gelen espiri ile insanı kahkahalarla güldürüyor. Beni güldürdü en azından..
Ve hüzne doğru ilerleyen bir “duygu degradesi” ile oyun sürüyor. Her anını keyifle izletiyor.
Tabii oyunun güzelliği bir yana, oyuncuların -gerçekten- üstün performansı muhteşşem. Her oyuncu (ve her karakter) belli ki müthiş bir özenle hazırlanmış. Bu yüzdendir ki izlerken kendinizi izlediğiniz sahnede yani savaşın ortasında delilerle dolu o mananstırın içinde hissedebiliyorsunuz…
Albay Kuş 28 Mart 2008‘de Megaplex Tiyatro‘da tekrar sahneye taşınacak. Biletleri de Biletix‘ten almak mümkün… Ayrıca 22 Mart Cumartesi günü de Kadıköy Anadolu Lisesi Duru Tiyatro‘da oynanacakmış.
Savaş sırasında, balkan dağlarında geçiyor oyun. Eski bir manastır…. Fakat psikiyatri kliniği olarak kullanılıyor. Klinikte biri kadın, hepsi birbirinden ilkginç 6 deli var. Doktorsa, yok… Yani o gün, oyunun başladığı gün yeni bir doktor geliyor. Ama onun da pek akıllı olduğu söylenemez… İşte bu 6+1 deli, bir psikiyatri kliniğinde olabillecek en normal hallerini sürerken; bir gün kliniğin bahçesinde orarada olmaması gereken bir sandık buluyorlar. Tüm hayatlarını değiştirecek bir sandık. Sizin hayatınızı böyle değiştirmeyecektir belki o sandık. Ama oyun bittiğinde belki sizin de hayata bakışınız bir parça olsun değişecektir. Gidin, izleyin, beğenin, alkışlayın, gelin, öpüşelim…
Copy/Paste bilgiler:
Yazan: Hristo Boytchev
Çeviren: Nihal Geyran Koldaş
Yöneten: Murat Karasu
Süpervizör: Serdar Akar
Sahne Tasarımı: Başak Özdoğan Pirim
Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Yönetmen Yardımcısı: Gizem Tugan
Işık Kumanda: Erkan Pekbay
Dekor Uygulama: Sırrı Toprak, Demet Sever, Metin Gümüşoğlu, Gökhan Kaymak
Afiş Broşür Tasarımı: Özlem Gündüz
Oynayanlar: Ali Kil, Deniz Özmen, Burak Dur, Aşkın Şenol, Ayça Aykut, Sarp Akkaya, Fatih Koyunoğlu, Ferit Kaya
oyununuzu henüz izlemiş değilim. Ama aldığım ve gördüğüm yorumlara bakılırsa muhteşem bu oyun en kısa zamanda izleyeceğim. Bizde bu oyunu sahneye koymak istiyoruz… Tabi ki sizin kadar etkileyici olmaya bilir ama bir liseolarak elimizden geleni yapacağız..! Kıraç E.M.L başarılarınızın devamını dilerim.
@Kemal, sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş. Ben gidip oyunu izledim. Oyunla bir ilgim yok ama. Fakat gerçekten izlenmesi gereken bir oyun.
kemalimin yazısını burda görünce şaşırdım. ben emin dinç. yukarıdaki kemal arkadaşımızın edebiyat öğretmeni.oyunu izledim ve müthiş keyif aldım. ben de düşündüm ki okulumdaki tiyatro gurubumla bu oyunu sergilemeliyim. niyetim bu… kısmet diyelim. kemal de kadromun önemli elemanlarından biri. dediği gibi tiyatro adam kadar tabii de iii performans gösteremeyebiliriz ki bu çok doğaldır ama elimizden geleni yapacaz. belki yeni bir yorum belki birkaç yeni deli karakteri… ben şahsen çok heyecenlıyım. bakalım nasıl bir oyun çıkacak bekleyelim görelim.
Emin hocam; böyle güzel bir eseri, böyle güzel gençlerle sahneye koyarken; güzel olmayacağından kesinlikle endişe duymana gerek yok. Mutlaka iyi bir performans göstereceksinizdir biraz çabayla. Kaldı ki mühim olan, edebiyat ve tiyatro adına ortaya somut bir şyler bırakmak.
Bunun dışında; ukalalığımı mazur görün, bir edebiyat öğretmenin burada imla hatalarıyla dolu bir ileti yazması beni üzdü.
Haklısın Simto kardeşim. Fakat seri olabilmek adına dikkat edilmeden yazılmış bir metindir yukarıdaki… Kaldı ki konumuz da imla ve noktalama işaretleri değil bu güzel eserin sahneye konabilme hevesi ve çabasıdır. Ayrıca imla ve noktalamaya bu kadar takılmayalım, gönüller bir olsun. Ben bu sene Artiz Mektebi oyunuyla İstanbul’daki liseler arası yarışmaya katıldım, ilçe birinciliği aldık, bölgede ise 2. olup finallere katılamadık. Lakin bu beni çok üzdü. Ve derhal yeni ve çok etkileyici bir oyun aramaya başladm. Ve bu arada Albay Kuş’u izledim ve dedim ki işte bu. Neyse uzatmyalım. İnşallah güzel bir şeyler çıkarabiliriz. Kısmetse sizi de beklerim. Seneye şubat ayında… Nasıl? Biraz olsun düzeltebildim mi hatalarımı, ne dersin? selamlar…
Hocam, niyetim ukalık değildi. Türkçe takıntılı biri olarak, bir edebiyat öğretmeninin hatalı yazması beni üzdü. Araya sıkıştırmak istedim. Yoksa elbette aslolan oyundur.
Geçen yıl liseler arası yarışmada Medeniyet Tiyatrosu’nu izlemiştim. Sitemde ararsanız ilgili yazımı da bulursunuz. Tiyatroların yok edilişini anlatırken, nice eserden alıntılar sunan etkileyici bir oyundu. Aynı şekilde bugün sahnelenecek bir oyunda bahsederken, başka şeylerle gölgelemek istemem zaten.
Eğer davet ederseniz ve fırsatım olursa sizi izlemekten de keyif alırım.
Yazınızı okudum. Umarım başarı kazanmıştır oyun. Malesef böyle özel okullar karşısında bizim gibi devlet okulları 3-0 mağlup başlıyor maça. Neyse, sonuçta ne olursa olsun devlet okulu-özel okul farkemez, önemli olan tiyatro için birşeyler yapmak. Biz de bunun için çabalıyoruz. Çocuklarım ve ben hiçbir getirisi olmadan cumartesi pazarları hatta yarı yıl tatilinde bile oyunumuz için toplanıp çalıştık. Ve yaz tatili süresince de her hafta Albay Kuş için çalışalım hocam diyorlar. Benimse canıma minnet. Ben Sakarya’dan eylül ayında geldim İstanbul’a. 3 sene daha burdayım. Amacım bir kere bile olsa bahsi geçen yarışmayı kazanabilmek. Başaramasak bile tiyatro tiyartora emek veriyoruz bu mutluluk bana yeter. Kısmet diyorum.
Özel okul ve devlet okulunun bu konudaki farkını bilmiyorum. Ancak genç arkadaşlarımı izledikten sonra rahatça söyleyebilirim ki; onlar da “önemli olan tiyatro için bir şeyler yapmak” niyetinde. Tutkuyla bağlılar. Bence arkadaşlarımın başarısındaki en büyük etken de buydu. Bu nedenle içiniz rahat olsun ki; siz de başarılı olacaksınızdır.