Aslında sıcak gündeme dair, hala tartışılan ve her kafadan bir sesin çıktığı hiçbir olayda benim de kafamdan çıkan ayrık sesleri bir blog yazısında toparlamayı çok da sevmiyorum. Fakat madem blog “benim de söyleyeceklerim” demek için var ve bu Taksim’i yayalaştırma projesi benim de aklımı kurcalıyor; o halde, bu defa bir iki cümle laf edip aklıma takılanları sormaktan, belki kimine düşündürmekten geri durmayacağım. (görsel kaynağı)
Taksim’i yayalaştırma, trafiksiz büyük bir meydan yapma projesi 1 yıldan çok zamandır biliniyor olsa da; birçok kişinin de ancak çalışmalar nedeniyle taksime giden yollar kapanınca durumdan haberdar olduğunu farkettim. Herkes bu trafikten şikayetçi. Ben ise ne kadar can sıkıcı olduğunu bildiğim halde, güzel sonuçlanacak bir amaç uğruna birkaç aylık sıkıntının katlanılabilir olduğunu düşünüyorum. Asıl sorun, bu proje gerçekten güzel mi sonuçlanacak?
Biraz ilgilendiğim zaman, proje artık eski olmasına rağmen, çalışmaların çoktan başlamış olmasına rağmen, yani her şeyin aslında belli olmasına rağmen, her şeyin belirsiz olması, “güzel mi sonuçlanacak” sorununa “bilmiyorum” cevabını kolaylıkla yapıştırıyor. Bu yüzden endişeliyim.
Bütün dünyada kocaman meydanlar vardır. Bazıları çok da meşhurdur. Her birine de imrenerek bakarım. İnsanların özgürce(!) dolaşabildiği, sanatın sokağa taşındığı, yeşilin bol olduğu, mimarisi ile de bilinen meydanlardır bunlar. Bizde böyle olacak mı, belli değil. Hatta aksine, yeşil alanın yok olacağı bir gerçek. Taksim Gezi Parkı yok edilecek, yerine 1940 yılında yıkılan Taksim Kışlası‘nın bir replikası yapılacaktır.
Eğer Taksim Kışlası hala duruyor ve bakımsız olsaydı, onarılmadığı için bir savaş verebilirdim. Ancak yıkılmış ve yerine ağaçlarla dolu gezi parkı yapılmışken, bu geri dönüşe anlam veremiyorum. Bazıları “kim gidiyordu o parka?”, “it kopuk doluydu” diyor ancak hem o ağaçların varlığı bile yeterdi, hem de son yıllarda güzel bir festival alanına dönüşüyordu. Eğer kimse gitmiyorduysa da, bu ancak yönetim eksikliğidir.
Yeni Taksim Kışlası’na baktığımız zaman, ne olacağı da belli değil. AVM olacağı söylentileri ayyukta. Başkan Kadir Topbaş’ın “kültür merkezi olacak” dediği de biliniyor ama bu resmi bir açıklamadan çok, bir satır arası sözü ve yine söylenti halinde. Daha sessiz bir söylenti tabii ki bu. Bugünkü Radikal gazetesi haberine göre ise, Taksim Kışlasının ortasında bir buz pisti olacak. Geceleri ise konser alanı. Müze ve sergi alanları için ayrılan yerler de haberde belirtliyor ancak bilgiler çok eksik ve resmi değil.
Radikal Gazetesi’nin haberinde projenin mimarı Halil Onur’un açıklamaları genel olarak olumlu görünse de, aşağıda alıntılayacağım cümlelerinde adeta “her önüne gelen de Kışla’ya giremez” diyor. (Haberdeki diğer mimar görüşlerini de okuyunuz.)
Kışlada otel ya da cami olmayacak. İçinde kafeler, pastaneler, kitapçılar olacak. AKM tarafında da sergi salonları, galeriler olacak. Gezi’nin kamuya kapatılması gibi bir önerimiz yok. Ama tabii ki bir düzen getirilmek zorunda. Her elini kolunu sallayan kafeye, restorana girsin demek doğru değil. Herkes her yere girebilir mi?
Sadece Taksim Kışlası da değil merakım. İstiklâl Caddesi’nde sokak sanatçılarına üstü örtülü bir yasak var. Sokaklarda masalar kaldırıldı, Galata’da banklar söküldü, oturmak yasaklandı, İstiklâl’in göbeğine alışveriş merkezi dikildi (Demirören AVM), Emek Sineması yıkılıyor ve bu dönüşüm sürecinde, o kocaman meydan içinde ne barındıracak merak ediyorum. Sadece anlamsız, taş parke döşeli boş bir alan olmasından endişe ediyorum.
Ve bazı sorularım var
– Taksim Gezi Parkı ne olacak?
– Ağaçlar ne olacak?
– Taksim’e yayan, toplu taşıma, taksi ve özel araçla nasıl ulaşılacak ve nasıl ayrılınacak?
– Meydan’a benim gibi engelliler nasıl ulaşacak? (toplu taşıma ile bile eziyet şu an)
– Taksim Kışlası’nın kocaman bir avlusu var, giriş serbest mi olacak?
– Taksim Kışlası’nın avlusu ne için veya nasıl kullanılacak? (Radikal haberine göre buz pisti)
– Taksim Kışlası’nın ne kadarı sanata ayrılacak? Tamamı mı, yarısı mı yoksa birazı mı? tamamı değilse, kalanı ne olacak?
– Taksim Kışlası’nda hangi sanat faliyetleri olacak? Büyük sergiler gelecek mi? Tiyatro? Sinema? Opera?
– Taksim meydanı devleşecek, boş yol mu olacak? Yeşil alanlar mı olacak? Binalar mı dikilecek? Heykeller mi olacak? Havuz mu yapılacak?
– Meydanda yere çöküp (gerçi ben tekerlekli sandalye ile çökemiyorum), biramı içebilecek miyim yoksa Galata gibi mi olacak?
– Meydanda kimsenin hesap sormadığı, sertifika istemediği sanatçılar performans sergileyebilecek mi?
– Meydan yeşil alanlarla dolu olursa, çimlere basmak yasak olacak mı?
– Taksim kışlası’nın oradaki yapılar kalacak mı, gidecek mi, değişecek mi? (bak metro asansörü de o civarda, bana lazım.)
– Animasyonda mevcut metro çıkışı görünmüyor. Yeri mi değişecek? Kalkacak mı? Unutuldu mu?
– Bu kadar büyük bir proje, neden bir web sayfası yok? Site değil, tek bir sayfa…
-Bu kadar büyük bir proje neden halka, mimarlara, sanatçılara hiç sorulmadı?
– Taksim’i tamamen değiştirecek bu proje, neden bu kadar gizlilikle yürütülüyor?
Neticeye varırsak, “Taksim’i yayalaştırma projesi güzel mi sonuçlanacak” sorusuna net bir cevap verebilmek için yukardaki soruları ve dahi onlarcasını cevaplamak gerekiyor. Bu cevaplar bize doğruyu söyleyecek. Umuyorum, daha yerinde açıklamalarla bize Taksim’in göbeğine tüy dikmeyeceklerinin garantisini verirler.
Ben de o zaman gerçek bir meydan sahibi olmanın gururunu yaşarım…
“Herşey çok güzel olacak merak etme.” demekten başka birşey gelmiyor içimden…
Valla İstiklal caddesindeki o restorasyon çalışmasından sonraki durum (beğenilmeyen kaldırımlar) . Kılıç Ali Paşa camisinde çıkan yangın, Haydarpaşa Garında çıkan yangın , Sultanahmet Meydanında bitmeyen ve her yıl yenilenen bakım onarım çalışması gibi plansız planlanan planlar (nasil bir cümle olduysa artık) olduğu sürece Taksim Meydanının da ilerisi pek iç açıcı görünmüyor..