Malumunuz dün (29 Mart) yerel seçimler vardı. Hepimiz(?) gittik, oyumuzu verdik. Sonuçlar, kesilen elektrik, çöken sistem, bir anda değişen oy oranları, itirazlar, açıklamalar… Hepsi birer tartışma konusu aslında. Adet yerini bulsun diye midir bilmiyorum ama siyasi bilinci olmayan insanlar dahi bu tartışmada. Çok kişi bir şeyler yazıp çiziyor.

Benim de bazı seçim sonrası düşüncelerim var. Ancak ben onları değil, direkt seçim anını, oy kullandığım dakikaları yazacağım. Dün anın çoşkusuyla konuyu FriendFeed’e de taşıdım. Dilerseniz oradan devam edin, dilerseniz bu yazıyla…
Dün saat 12 civarı ailemle evden çıkıp Şişli Bilgi Lisesi’ne vardık. Hemen sandık konumumuzu kontrol ettik. İkinci kattaymış. Abimin yardımıyla 2 kat merdiveni tekerlekli sandalye ile çıktım. İşte tam olarak bu sitem konusu iken, tesadüf o ya; benimle benzer dertten muzdarip, fakat seçim tüzüğü ile durumu daha vahim olan biri sırada hemen önümüzdeydi.

Orta yaşlı bir adam, eşi ve bebeği yanında dert anlatıyor. “Bakın, babam aşağıda. Felçli. Bir görevli ile inip kullandıralım oyunu.” Ama itiraz ediliyor, “olmaz” deniliyor. İlla orada kullanılacak. Tüzük öyleymiş. Bir yandan da tüzüğe bakıp, diğer görevlilere tüzüğe uymazsa başına gelebilecekleri anlatıyor.

Adam, “Biz şimdiye kadar her seçim böyle yaptık.” dese de, kadın tüzüğü hatmetmeye devam etti. Sonunda ilgili bir madde buldu. Özetle, “Engelli vatandaşlar sandık alanı içerisinde bir refakatçılarının yardımı ile oy kullanabilir.” Ancak bu da görevli kadını tatmin etmedi. Yine “Olmaz” dedi. Sonunda patladı: “Oy kullanmasa da olur…”

Ve adam ısrarlarını sürdürünce, yeni bir maddede bulundu. Bu madde, “sandık alanı”nın 100 metre çaplı bir alanı kapsadığı yazıyordu. Aşağı inen 2 görevli ve oğlu ile birlikte bu amca da oyunu kullanabildi.

Oy kullanılan alanın tekerlekli sandalyeyle giremeyecek kadar dar olması ve masaya erişememem için ayrı güzelliğiydi.

Ayrıca bkz:
http://www.ntvmsnbc.com/id/24951657/
http://www.google.com.tr/search?q=engelli+secmen