Fiber internet kabaca söylemek gerekirse, fiber optik kablolar aracılığı ile yüksek hızlı (20, 50, 100 Mbps) internet erişimi almamızı sağlayan bir yapı. Bu hizmeti alabilmek için evinize kadar fiber optik kablo döşenmeli. TTnet artık fiber internet hizmeti verdiğini duyurmasına rağmen ben henüz ne bir yerde fiber döşendiğini gördüm ne de bu hizmeti alabileni tanıdım. Ancak bir özel servis sağlayıcının sadece belirli lokasyonlara bu hizmeti verdiği bilinmekte.

TTnet fiber hakkında sağda solda yazmayan bilgileri bugün evime gelen yetkiliden öğrendim. Evime neden geldiklerini, sorunumun uzun bir süre nasıl çözülmediğini, TTnet’in de kimi zaman ne kadar haklı olduğunu, her şeye rağmen çektiğim sıkıntıları başka bir yazıda  detaylıca  anlatacağım. Anlattım. Şimdi mevzu fiber!

Hazır bir TTnet çalışanını yakalamışken “ne olacak bu fiber?” diye sordum. “Fiber var, hazır” dedi. Fiberin hazır olduğunu zaten biliyoruz. Yakın zamanda bir lansman yapıp duyurmuşlardı. Ne var ki onca duyuruya rağmen hiçbir yere kablo döşendiğini görmedim. (Tüm altyapının fiber optik kablolarla yenilenmesi gerekiyor.) Ben de bu durumdan şikayet ettim. “Fiber var ama yok” dedim. O da “sen iste, hemen getireyim sana fiber” dedi.

Durum şuymuş: Fiber optik dönüşümü için apartmana da bir “kutu” takılması gerekiyor. Apartman yöneticileri de durduk yere buna müsade etmiyorlar. Bu yüzden aktif olarak kablolar döşenmiyor. Ancak ben apartmandan izin alıp, TTnet’e başvurursam da hemen işleme alınıyormuş. “Nasıl yani, bir tek benim istememle oluyor mu?”, “Gerçekten tek kişinin istemesi yetiyor mu?” Gibi varyasyonlarla aynı soruyu birkaç kez tekrar sordum. Her defasında onayladı.

İkna olmadım. “Kesin var bunda bir iş” diye, “ama aslında fiber değil, bakır değil mi?” diye tuzak sorumu sordum. “Hayır” dedi. “Kapıya kadar tamamen fiber döşüyoruz” diye ekledi. Apartman kapısından sonrasını TTnet üstlenmiyormuş ama. Ya yolun kalanını bakır kablolarla sürdüreceğiz ya da TTnet’e gerekli meblağı ödeyip eve kadar fiber optik kablo döşeteceğiz. İşin içine bakır girince fiber kalmasa da; onca yolu fiber optik kablolarla geldikten sonra önemli bir kayıp yaşayacağımızı düşünmüyorum. Bu konuda yetkin birileri yorum da yazarsa şahane olacak.

Tabii ben Adil Kullanım Noktası (AKN) sınırlaması yüzünden şimdilik fibere yaklaşmıyorum bile. 20 Mbps bağlantı alacağım, sonra 50 GB’lik kullanımda hızım 1 Mbps’e düşecek. Bu mu adil olan? Şu an 2 Mbps hattım ile aylık 80-90 GB “download” yapıyorum, gerisini siz düşünün. Gerçi gelen kişi 2 tip fiber internet olduğunu söyledi. Biri VDSL2 diğeri Metro imiş. Metro olanda da AKN yokmuş. Fakat bizim bugüne kadar öğrendiklerimiz bunların ayrı teknolojiler olduğunu söylemekte.

Metro ethernet zaten iş yerleri için hazırlanmış çok yüksek fiyatlı seçenekler. Ev kullanıcılarına satılmıyor. TTnet’in web sitesine baktığımızda ise ev kullanıcıları için iki farklı yüksek hızlı bağlantı seçeneği görüyoruz. Biri Fibernet (bu gerçek fiber olmalı) diğeri ise Hipernet (bu da VDSL2 olmalı). Her iki bağlantı hakkında da teknik bilgi vermiyorlar. Yalnızca her iki bağlantıda da AKN olduğunu görebiliyoruz.

Eğer “ben internette neredeyse hiçbir şey yapmam ama uçan bir internetim olsun” diyorsanız; yani AKN sizi rahatsız etmiyorsa çekinmeden gidin TTnet’e, fiber internet paketleri için ısrarcı olun. Şu an 20 Mbps Fibernet’in fiyatı 2 Mbps ADSL’den ucuz durumda. AKN’yi düşünmeyen veya “50 GB bana yeter” diyen kullanıcılar için büyük bir fırsat bu.

Not: Bu yazıda teknik bir TTnet çalışanının bilgilerini doğrudan aktardım. Bir yanlış çıkarsa lütfen beni taşlamayınız.