Görsel, duruma dikkat çekmek için benim tarafımdan oluşturulmuştur. Gerçek değildir.

Görsel, duruma dikkat çekmek için benim tarafımdan oluşturulmuştur. Gerçek değildir.

Önceki gece internete ağır sansür ve her internet kullanıcısını izleme imkanı veren yasa tasarısı kabul edildi. Yasaya göre basit bir şikayetle, yargılama olmadan bir web sitesine ya da sayfasına erişim engellemesi getirilip, kısa sürede uygulanabilecek. Yani artık çenemizi daha sıkı tutmamız, sağda solda fazla bir şey yazmamamız gerekiyor ama ben kendimi tutamıyorum. Yasanın ardından gelen bu ilk yazımda bir siyasiyi, CHP’nin Arnavutköy Belediye Başkan Adayı Ruhi Tuncel’i eleştireceğim. Çünkü son 4 cumadır, onun adından cep telefonuma 6 7 9 11 kez SMS geldi. (yazıyı yazdıktan sonra gelen SMS’ler oldu.

Ruhi Tuncel adıyla gelen ilk mesaj 17 Ocak (Cuma) tarihliydi. Gelen mesaja şaka yollu cevap yazıp Twitter’da paylaştım. (RT serbest) Genelde olumlu tepkiler alsam da bazıları anlamsızca eleştirdi. Önce bu ilk SMS ve cevabımdaki anlamdan bahsedeyim, sonra diğer mesajlara da geliriz.

ruhi_tuncel_sms1

Bu cevabı ne demek istediğini anlamadığımdan değil, ne demek istediğimi anlatmak için yazdım. Yani anlamadığımı zannedenlerin düşündüğü kadar salak değilim. Bu noktada hiç spam (izinsiz) SMS eleştirisinde bulunmadan, dil bilgisi hatasını ve tavrı eleştirdim. Paylaşmam zaten spam’e dikkat çekmek için yeterli olacaktı.

Ne demek istediği gayet açık, evet. Ancak aynı netlikte orada 31 Mart tarihinde aday olacağı yazıyor. (Veya o anlamı da çıkarmak mümkün.) Bu tarih 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin ertesi gününe tekabül ediyor. Yani aday olmak için gerçekten çok geç. Cümleyi biraz düzeltip, istedikleri anlamı, yani “Ruhi Tuncel’in 31 Mart’taki seçimlerde, belediye başkanlığına aday olduğunu” daha net bir şekilde yakalarsak bile yetmiyor. Çünkü az önce de dediğim gibi, seçimler bundan bir gün önce. Bir belediye başkan adayı hangi tarihte seçime gireceğini bilmez mi? Kim yazıyor bu metinleri?

Ayrıca, ne olacaksa Allah’ın izniyle olacağını yazıyor. Tabii inanca göre Allah izin vermezse hiçbir şey olmaz ama bu bir oy talebi değilse, sadece Allah’ın iznini istiyorsan, “bana değil, git ona SMS at” diyebilirim ancak.

Ruhi Tuncel adıyla gelen bu ilk SMS’ye cevabımda son olarak Şişli’de olduğumu belirttim. Ruhi Tuncel ise Arnavutköy’e aday. Ben de oyumu verirken ilçemi (Şişli’yi) ve İstanbul’u düşünerek oy vereceğim. Arnavutköy’ü değil. Yani kısaca “bana ne?”

Maalesef SMS’ler bununla son bulmadı. Bulsaydı zaten taciz yakıştırması yapmaz, ilk mesajı -aslında öyle olduğu halde- spam diye değerlendirmezdim.

 24 Ocak (Cuma) tarihinde Ruhi Tuncel adıyla art arda 2 SMS daha geldi. Aşağıda ekran görüntüsü var. Ardından yazmayı sürdüreceğim.

ruhi_tuncel_sms2

Art arda gelen 2 mesajdan ilki cuma tebriğiydi. “Hazır” olduğu her halinden belli olan mesajı Google’da arattığımda, daha çok cuma değil de kandil için olan kopyalarıyla 106.000 sonuca ulaştım. Her ne kadar iyi bir dilek olsa da; hazır bir mesajı, hiçbir samimi ilişki olmadan, sayısı belirsiz kişilere toplu olarak izinsiz göndermenin anlamı nedir? Bu arada şahsi inancımda cuma gününün kutsal bir kıymeti de yok.

Aynı tarih Uğur Mumcu’nun katledilişin yıldönümüydü. Mesaj da onu anmak için hazırlanmıştı. Mesajın içeriğine diyecek lafım yok. Ancak form olarak ilk mesajdan hiçbrir farkı yok. Tamamen izinsiz bir şekilde sayısı belirsiz kişilere gönderilmişti. Samimiyet konusundaki şüphelerim de örtülmedi.

Bir sonraki mesajın geldiği tarih 31 Ocak yine bir Cuma gününe denk geliyor. Aşağıdaki ekran görüntüsünün ardından yazmaya devam edeceğim.

ruhi_tuncel_sms3

Bu mesajın bir cuma tebriği olması elbette şaşırtıcı değil. Önceki mesaj ile kıyaslandığında mesajın “hazır” olduğu da sürpriz etkisi yaratmıyor. İşin ilginç yanı mesajda “armagan”  yerine “amagan” yazılmış. Bir harf eksik. Mesajın hatasız hali Google’da 149.000, hatalı hali ise 247 sonuç veriyor. Bunun izinsiz bir toplu SMS trafiğinin parçası olduğunu söylememe gerek var mı?

Son olarak bugün, 7 Şubat Cuma art arda 2 SMS daha geldi. Bu noktada “artık yazmak gerek” dedim. Aşağıda ekran görüntüsüne bakalım ve devam edelim.

ruhi_tuncel_sms4

Bu “hazır” mesajların yine izinsiz bir şekilde çok sayıda kişiye gittiğini söylemeye gerek yok. Aynı şekilde bu mesajların bir cuma tebriği olmasına şaşırmak mümkün değil zira her cuma bu mesajları almak adet oldu. Diğer bir sıradanlaşan şeyse, mesajın hatalı olmasıydı. Gelen ilk mesajda Ruhi Tuncel imzası yokken, ikinci mesajda var. Bence imzaya çok da gerek yok.

Güncelleme: Bu yazıyı yazmamla gelen SMS’ler kesilmişti ama  24 Mart Pazartesi günü, akşam saatlerinde yeni bir SMS daha aldım. Seçime sadece 6 gün kaldığını düşünerek bunun son SMS olduğunu umudediyorum.

ruhi_tuncel_sms5

Ruhi Tuncel bu defa bir televizyon programına konuk olacakmış; (ilk defa mı acaba?) Onu duyurmak için geliyor mesaj. Kafayı takacağım bir imla hatası yok ama en önemli bilgi eksik. Hangi kanalda? Hangi program? Sadece frekans bilgisi vermek yeterli mi?

Güncelleme: 25 Mart Salı günü 2 SMS daha aldım. Ruhi Tuncel SMS göndermediği günlerin acısını mı çıkartıyor yoksa seçime 5 gün kala gaza mı bastı anlamadım.

ruhi_tuncel_sms6

Bu 2 SMS de birer televizyon programı ile ilgili. İlk mesajda kendi konuk olacağı Barış TV yayınını (öyle bir kanal mı var?), ikinci mesajda ise Mustafa Sarıgül’ün katılacağı Meltem TV yayınını ilan ediyor. Haydi, kendisini anladım da; Sarıgül’ün reklamını yapmak nereden icap etti yahu? Yazımı okuyup Şişli’li olduğumu öğrenince bir de ordan mı çakalım dedi? Hayır, tabii ki okumadı da…

Güncelleme: 26 Mart Çarşamba. 30 Saniye arayla 2  SMS daha aldım.

ruhi_tuncel_sms7

İki mesaj da birbirinin aynısı. “skm baskanı”yı bir an yanlış anladım. Başka yorumum yok.

Bir durum değerlendirmesi

Şimdi her şeyden önce kişisel bilgilerime erişilmesi ve bu bilgilerin kullanılması TCK’nın 135. ve 136. maddelerine, Anayasanın 20. maddesine göre suç. Aynı zamanda 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu‘nun 50/5. maddesi gereği gelen bu tür mesajları ücretsiz ve kolay bir şekilde reddetme hakkına sahibim. Ama ne fayda? Mesajlar geliyor ve durduramıyorum. (Ek kaynak: Avukat Serhat Koç’un yine bugüne ait bir tweet‘i)

İşin hukuki boyutunu bir kenara bırakırsak (ne de olsa ben hukukçu değilim), izinsin atılan SMS’ler etik olarak da doğru değil. Eğer bu mesajlar bir siyasi propaganda içinse durum çok daha acıklı, çok daha korkunçtur. Üstelik nafile çaba.

Mesajlardaki imla hatalarından, hazırcılıktan, samimiyetsiz bulmamdan, “yanlış adrese” gelmesinden yeterince bahsettim. Tekrar etmeye lüzum yok. (Ettim bile)

Bu mesajların istemediğim halde, sürekliliği olan bir biçimde, üstelik belirli bir sıklıkta gelmesini ise başlıktan ve bu yazının genelinden anladığınız gibi taciz olarak yorumluyorum.

Sayın Ruhi Tuncel ve mesajları bana ulaşmasa da aynı yöntemli benimsemiş siyasiler; eğer oyuma talipseniz şunlara dikkat edin:
– Beni asla taciz etmeyin, sıkıştırmayın, zorlamayın.
– Din üzerinden yürümeyin.
– SMS gibi direkt bir iletişim yöntemini seçiyorsanız (izinli olduğu varsayımıyla) kim olduğumu anlayın, ilgilenmediğim şeylerden bahsetmeyin.
– Bana, kendi isteğimle ulaşabileceğim kanallardan projelerinizi anlatın. Başka bir şey değil. Projeniz yok mu? Susun lütfen.

Eğer tüm bu şartlara uyarsanız, oyumu vermek için değerlendireceğim adaylardan biri olabilirsiniz. Aksi halde çabanız ziyan olacak. Yıpratmayın kendinizi.