15 Mayıs’da üçü ülke dışında olmak üzere 35 kadar şehirde İnternetime Dokunma! diye yürüyoruz, malum. Çünkü 22 Ağustos tarihinde filtre paketleri devreye giriyor ve bir ayağı çukurda internetimiz, mezara düşüp toprak atanını bekler hale geliyor. Bu yüzden sözlüklerin, çeşitli sitelerin, sansür karşıtı bağımsız oluşumların, internet ile ilgili derneklerin deteği ile, hukuksuz internet düşmanı kararlara karşı yürüyoruz!
Ben 22 Ağustos konusunda yazmayacaktım aslında. Televizyonlarda Sedat Kapanoğlu, İsmail Hakkı Polat, Gökhan Ahi, Başak Purut, Yaman Akdeniz gibi konunun uzmanı insanlarla birlikte, konuya dahil olmuş pek çok isim (sözlük kurucuları, yer sağlayıcılar, dernek yöneticileri, sosyal medyacılar) 22 Ağustos’da neler olacağını ve BTK başkanı Tayfun Acarer’in nasıl göz göre göre yalan söylediğini açıkça anlattı.
Buna rağmen BTK’ya inanıp paketlerin tercihli olduğuna ve standart paket ile hiçbir şeyin değişmeyeceğine ikna olan insanlar var. O halde ben de anlatayım dedim. Sen de anlat! Herkes bir kere daha anlatsın farklar ve derdimiz anlaşılana kadar.
Filtre paketlerinin tercihe bağlı olduğu doğru. Standart pakettekiler için fazladan bir filtreleme olmayacağı da doğru. Ancak standart pakette kalanlar için hiçbir şeyin değişmeyeceği yalan. Bugün hangi siteler yasaksa, standart pakette de onlar yasak olacak. Tek farkı uygulamadaki teknik detaylar. Bu teferuatları basit bir şekilde anlatmaya çalışacağım.
Mevcut sistemde apartman dairemizde bir kapı görevlisi var. “Satıcı ve dilenci giremez” diyor. Tamamen apartmanın içinde, dairemin önünde görev alıyor ve “Recep efendi, bırak gelsin. Ben tencere alacağım ondan” dediğimiz zaman, satıcıyı içeri alabiliyoruz. Yani siteler yasak da olsa, girebiliyoruz. Kiminle muhattap olacağımıza karar verebiliyoruz.
Filtre sisteminden sonra ise apartmanın dışına “aile”den, “çocuk”tan, “yurtiçi”nden ve “standart”tan sorumlu güvenlik görevlileri yerleştiriyor. İçeri kimin gireceğine ise bu görevliler ya da onların eline liste tutuşturanlar karar veriyor. Standart pakette olduğumuzu farzediyorum. Amcamızın oğlu (mesela Youtube) kapıya kadar geliyor. Standarttan sorumlu güvenli görevlisi artkadaşımız, amca oğlumuzuz tipini beğenmiyor. Diyor ki: Giremezsin! Sahiden de giremiyor. Üstelik, kimse bize “senin akraba geldi” de demiyor.
Artık tüm sitelere erişim, tamamen bizim kontrolümüz dışında, bizden uzakta; bir borunun içinden, bir kapının arkasından sağlanacak. Kapının dışındakilerin uygun bulduğu sitelere girebileceğiz. Yoksa siz, kendi ahlakınızı koruyamayacak kadar aciz misiniz? Bunu dayatmalarına izin mi vereceksiniz? Ya yarın(?) yediğinize-içtiğinize, giydiğinize, ne okuyup ne izleyeceğinize de karışırlarsa? Yoksa karışıyorlar mı?
Daha fazlasını söyleyeyim. Bugün yasaklı sitelere DNS ile girebiliyoruz. Yarın giremeyeceğiz. Hatta bugünde, erişmeye çalıştığınız bazı sitelerin dakikalarca bekleyip açılmadığını görüyorsunuzdur. İşte onlar filtreye takılan siteler ve DNS kullanmak işe yaramıyor. (atrparantez: DNS bir yasak aşma yöntemi değildir. Ben işim için de kullanıyorum) Dahası, yasağı aşmaya çalışmak suç olacak. Yani Youtube’da Çılgın Proje’nin muhteşem sunumunu izlemeye çalışırsanız mesela, suçlu duruma düşebilirsiniz. (şu an Youtube açık) Ben işim için DNS kullanmama rağmen, suçlanabilirim. Sadece bir video izlediniz diye suçlanmaya hazır mısınız?
Üstelik hangi pakette hangi sitelerin yasak ya da serbest olacağını, standart pakette hangi sitelere giremeyeceğimizi, standart ya da diğer üç pakette erişime engelli kaç site olduğunu, erişime engelli sitelerin neden engelli olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Bir şekilde doğruluğunu teyit edemeyeceğiz. Hatırlatma: TİB, mahkeme kararı olmaksızın istediği siteyi kapatma yetkisine hukuksuz bir şekilde sahip.
Tabii meselenin özü sadece 22 Ağustos değil. 4 yıldır süren bir macera bu. Farkettirmeden tek tük siteleri engellediler. Sonra Youtube engeli ile insanları uyandırdılar. Bir baktık ki binlerce site engelli. Üstelik katalog suçlardan herhangi birini de içermiyorlar. Bu sayı hala durmadan artıyor. Derken saçma sapan yasak kelimeler çıkıyor ortaya, hiçbir gerekçe olmadan yer sağlayıcılara “bu siteleri kapatın yoksa mahkemelerde papaz oluruz” emri veriliyor. Ve biz bu hengamede 22 Ağustos’u tartışıyoruz.
22 Ağustos sansürü şekillendirmek için bugüne kadar yerleştirilen en büyük taştır.
22 Ağustos sadece bir semboldür.
Kendimi ararken sizin olduğunuz resimleri gördüm onların linklerini ekledim :)
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217893938238625&set=a.217886298239389.69719.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217906828237336&set=a.217903214904364.69735.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217906844904001&set=a.217903214904364.69735.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217906864903999&set=a.217903214904364.69735.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217906558237363&set=a.217903214904364.69735.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217895078238511&set=a.217886298239389.69719.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217895094905176&set=a.217886298239389.69719.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217895121571840&set=a.217886298239389.69719.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217895791571773&set=a.217886298239389.69719.176191702408849&type=1&theater
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=217895958238423&set=a.217886298239389.69719.176191702408849&type=1
Teşekkürler Murat. (.
Ya sanki yaşamış gibi şu olacak bu olacak şunu yapacağız bunu yapacağız diye sallamışsınız..Ya yazdıklarınızın tam tersi olacaksa ve siz sadece provakatörlük derdindeyseniz ?? Yorumu nasıl olsa yayınlayamayacağınız için sadece diyorum ki.. sap yemeden saman sıçma biraderr !!!
Emre merhaba;
Haddini çok fazla aşmadıkça, seninki gibi kabalaşan yorumları dahi onaylamaktan çekinmiyorum. Onay mekanizmasını daha çok spam kontrolü için kullanıyorum. Sansüre karşı durup, yorum onaylamamak olmaz değil mi?
Gelelim söylediklerine..
1) İnternet sansürü meselesinin temelleri 2002-2003 yıllarına dayanıyor.
2) Biz, ilk davamızı 2005 yılında yaşadık. Yani bizzat.
3) Hali hazırda sistemde, bilinen 12 bin, BTK dedikodularına göre 60 bin site engelli ki; bunun adı sansürdür.
4) Şu an internet cafelerde engellenen site sayısı 1 milyon. Sansürün alasıdıır..
Benim derdim, bizim derdimiz yalnızca 22 Ağustos’la değil; tümden sansürledir.
22 Ağustos meselesine gelince…
Ayıptır söylemesi ben ekmeğimi son 12 yıldır bilişim dünyasından kazanıyorum. İnternet işçiliği ile para kazanıyorum.
Dolayısıyla bu konuda teknik bir donanıma sahip olduğum gibi, çevremin önemli bir kısmı -her yetişkin birey gibi- hizmet ettiğim sektörden oluşuyor. Yani durumun teknik detaylarına hakim olmamız güç değil.
Bununla birlikte, hukuk eğitimim olmasa da en azından Anayasa’yı birkaç kez hatmetmişliğim, bu konuyla ilgili ve şahsi olarak ilgilendiğim yasaları defalarca ve sözlük eşliğinde okumuşluğum var.
Pek tabii konunun uzmanı hukukçular ve bilişimciler ile de diyalog halindeyim.
Niyetim ukalalık etmek değil. Ancak anlaşılmasını isterim ki, meseleyi 6 yıldır derinden takip eden, okuyan ve araştıran biri olarak hazırladığım bir yazıyı eleştirdiniz.
Üstelik yazı sadece filtrenin teknik biçimini tasvir ediyor. Diğer detaylar yok..
selamlar güzel bir yazı ve anlasılır bir bil dilde anlatılmıs bir konu olmus benimde söyleyecek bir kac sözüm var elbette öncelikle belki karşısınızdır belki değil bunu ben bilemem ama çözüm bizim türk hacker larımızda türkiyede ve urt dısında yaşayan kac hacker var bilinmez sayıları epeyce vardır belki hayalperestim biraz ama devlet yasak koyacak bizim hacker lar o yasakları kırabilecek yazılım yapacak ve free olarak dagıtacak kac kişiyi tutuklaya bilirler ki böyle bir durumda ceza evleri milyonları misafir etmeye müsaitmi kac kişiye ceza verebilirler sonra para cezası bile olsa ödemediğimizde napacaklar asacaklarmı bu millet o kadar cok basına coban gecirdiki artık başa geçenler kendilerini köpeksiz köyde deyneksiz gezerken bluyorlar yada bulduklarını rahat olduklarını sanıyorlar unutulan bir sey var biz her ne kadar koyun gibi gözüksek de içimizde yatan aslanı uyandırmamak için koyun taklidi yapmaktayız eğer bu milletin iindeki aslanı uyandırırlarsa ne hükümet kalır ne yasak kalır yukardakiler devlet büyüklerimiz yani sanıyorlarki biz nedersek bizim milletimiz karsı cıksada bu bizim kaderimiz der ve buna razı gelir ama milletin son zamanlarda cok fazla damarına basmaya basladılar bunun farkında bile değiller kıyamet ha koptu ha kopacak neyse daha cok söyleyecek sözüm var ama konu dısına cıkacak maksadım milleti galyane getirmek değil bunlar bneim düşüncelerim katılır yada katılmazsınız bu sizin kararınız
ama yinede eğer bir hacker olsaydım tek de olsam 22 agustos ta bu karar cıktığı taktirde basta devlet kurumları siteleri dahil olmak üzere önce çökertirdim sonradan datüm blokları kaldırırdım ama ne hazindir ki elimiz kolumuz baglı öylece oturup seytermekten baska elimizden birşey gelmiyor
saygılarımla yasaksız bir internet ve dünya dileğiyle
İsmail merhaba,
Yasakları bireysel olarak aşmak için hacker olmaya gerek yok. Bunun doğrudan bir cezası da henüz yok. Dolaylı yoldan var.
Fakat hack bir çözüm değildir. Sisteme gerekli zarar verilebilse dahi onarılır ve ilgili açıklar da yamanır.
Bu iş ancak hukuk ile, demokratik bir takım haklarla çözülür. Öyle çözeceğiz.
İnternette öylesine 22 ağustos yasağını merak ettim ve önüme ilk gelen yere yani buraya girdim. Yazınız için teşekkür etmek istedim.Gerçekten açıklayıcı bir yazı olmuş.Ne yazıkki benim dedem bu yasağın destekçilerinden ve bu yasağın insanları günah işlemekten (porno izlemekten) alıkoyacağını düşünüyor. Keşke diyorum keşke günah işlemek dahi olsa kişisel bir seçim olduğunu ve insanların haklarının bu tarz tasarılarla alınmasının destelenemez bir şey olduğunu ona anlatabilsem.Sansürsüz bir internet dilekleriyle…
tekrar merhabalar hukuk yoluyla cözlmeye çalışan bu tür haksızlıklar genelde yıllarca sürecek davalar anlamına geliyor hack olayına gelince de ben sadece tepki olarak hacklemek gerek diyorum onlar bir sey yapıyorsa bizimkilerde birşeyler yapsın
ha diyceksiniz ki adalet hak hukuk var malesef adaletin tarafsızlığına inanmıyorum hukuk genelde parası olana adalet sağladığı gibi biz özgün internet kullanıcılarının toplu bir sekilde imza toplayıp dava açacak olsak bile bu dava yıllarca sürecekdir geçen zaman dan dolayı da zaten cözümü bizim milletimiz bulmuş olur
elbette adalet gerekli ama geç gelen ve taraflı olan bir adalet kimseye fayda sağlamayacakdır
son zamanlarda yani son 3 yılda internetde yaptıgım tek sey online oyun oynamak sunucular yurt dısı kaynaklı dolaylı olarak beni cok etkileyecek 3 yıl öncesi ise site tasarımlarıyla ugrasırdım sesli chat de takılırdım forumları takip ederdim programları arastırırdım ama 22 ağustostan sonra ne oyun oynayabilecegiz zaten mevcut sistemlerde lag var nede bir cok forumdan faylanabileceğiz
suan tv den haberleri cok fazla takip etmeye basladım özellikle internetde yasak geleceğini duydugumdan bu yana ama malesef mevcut partilerin hiç biri bu konulara ilişkin bir yaptırım sunmuyorlar haberlerde konusu birkere gecdi bir daha gecmedi umalım ki bu iş hiç olmasın hükümet son anda vazgecsin yasakların olmadıgı bir internet ortamı olsun
gecenlerde düzenlenen mitinglede ilgili birkaç sözüm var mitingler genelde ses duyutrmak için yapılır amacı budur ama hemen hemen her mitingde amacı ne olursa olsun provake eden olay cıkartmaya calısan bir kac kişiden olusan insancıklar cıkıyor polisle dalasıp mitingin asıl maksadının dısına cıkmasına sebeb oluyorlar miting düzenlerkende dikkatli olmakta fayda var
umarım hep beraber bir cözüm buluruz kolay gelsin
İsmail,
hack gerçekten doğru bir tepki değil. Bizler ve bu işin önünü almış insanlar, yaşını başını almış insanlarız. Hack, ancak çocukça bir tepki olur. Hukuka ve demokrasiye dayalı sahip olduğumuz hakları kullanacağız.
Bu tür davalar sandığın gibi yıllarca süren davalar da değildir. Doğrudan TCK’ya ve Anayasa’ya dayalı bir takım hukuksal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olmasından sözediyorum. İşin hukuki boyutu oldukça derin anlayacağın.
22 Ağustos’dan sonra standart harici bir paket seçmezsen, aynı oyunları oynayıp forumları gezebileceksin. Bu alanda yeni bir kısıtlama gelmiyor.
Sorunlar,
– mevcut yapıda hazırda 50.000 tahmin edilen sitenin kapalı olması.
– 7 yıl önce 3-5 siteyi kapatarak başlanan sürecin, önce kanuna (5651) bağlanması, sonra yasakların arttırılması.
– 22 Ağustos’da engelleme sisteminin değiştirilerek, engelli sitelere alternatif yollarla da erişimin durdurulmaya çalışılması.
– Bilim, fotoğraf, dergi vs. siteleri engelliyken, pornografinin bahane edilmesi.
– Aile korumasının, devlet kontrolüne bırakılması.
– Madem güvenli internet, seçenek olarak sunuluyor, o zaman neden serbest bir paket de yok sorusu.
– 5651’in Anayasa’ya aykırı olması.
– 3-5 site engeli ile başlayan sürecin, hukuk dışı yer sağlayıcı tehtitlerine kadar uzanması.
– Devletin kurumlarının, yalan açıklamalarda bulunması.
vs. vs..
Miting konusuna gelirsek,
o yürüyüşte ben en önde duruyordum. Taksim meydanından Tünel’e geldiğimizde, ekibin bir ucu hala meydandaydı. İstanbul’lu değilsen söyleyeyim: 1.5 kilometre uzunluğunda geniş bir caddenin tamamının 22 Ağustos için yürüyenlerle dolduğunu, taştığını söylüyorum. Kaba hesapla bile 40.000 kişiyi buluyoruz.
40.000 kişinin sloganlar atarak, 3 saat boyunca yürüdüğü eylemde, tek bir üniformalı polis bile yoktu. Yürüyenler arasında AKP’lisi de vardı, CHP’lisi de. O dinden olanı da, bu dinden olanı da.. Okumuşu da vardı, okumamışı da. Biz pornoyu bahane ederken, pornodan nefret edeni de oradaydı. Yani her cinsten, birbirine zıt gruplar barındıran bir insan kalabalığı tek bir amaç için yürüdü. Ne bir küfür edildi, ne kötü söz duyuldu ne de polis müdehale etti. Sivil birkaç polis sadece, kendini tanıttı ve bizlerle yürüdü.
aa evet yürüyüşün fotograflarına baktım ben eskişehirliyim burda cok aham şaham bir miting olmadı ve tv den de gösterdikleri kadar izledim ve şaşırdım acıkcası keske orda olsaydım dedigin gibi ne bir küfür ne bir arbede nede provake eden baska bir grup vardı biz istedikmi demekki sorunsuz bir miting düzenleyebiliyormusuz demiştim kendi kendime cok renkli ve ihtişamlıydı açıkcası
kendi adıma elimden bir yardım gelirse yardıma hazırım
umarım 22 ağustos sadece kötü bir rüyadan ibaret olur günü gelmeden gelir gecer